Yol uzun, gece uzun Kerem yürürken rastladığı köy, kasaba ve şehirlerde konaklar sazıyla sözüyle kahvehanelerde, bey konaklarında insanlara doyumsuz türküler söyler insanlara unutamayacakları geceleri yaşatırdı.
Bazen insanlar onu kıskanır, bazen imtihan etmeye kalkardı. İşte o denemelerden biri Hasankale'de geçer. Hasankale'deki aşıklar kahvesinde saz çalar, türkü söylemeye başlamıştı. Yanık sesli Kerem'i dinleyen insanlar olağanüstü farklılığı hisseder, yahu bu eğer hak aşığıysa onu bir deneyelim demekten kendilerini alamazlardı.
Delikanlı birini tabuta koyar musallaya götürüler. Kereme; aşık sende gel hele bir cenazemiz var onun bir namazını kıldır derler. Kerem için zor bir andır. İşin farkındadır. Fakat başka çaresi yoktur. Cenaze namazı kıldırmadan önce Sofu Kardeşinden sazını ister musallanın önünde toplanmış insanlara bir şeyler söyler. Oracıkta bakalım ne der.....
Aldı Kerem:
Gider olmuş bu yerlerden
Götürürler dertli dertli
Ecel gelip de yetmeden
Yetiriler dertli dertli
****
Öldü deyip de gezerler
Sözde tabutun düzerler
Gider kabrini kazarlar
Yatırılar dertli derli.
****
Toplanmışlar bir araya
Dizilmişler üç sıraya
Yolumuz uğrar oraya
Götürüler dertli dertli.
****
Kimi ağlar kimi güler
Kimi sakalını yolar
Kimide göz yaşın siler
Otururlar dertli dertli.
****
Bak şu feleğin işine
Neler getirdi başıma
Çıkmış musalla taşına
Öldürürler dertli dertli .
Sözünü bitiren Kerem Namazı kıldırmaya hazırlanıp niyetlenirken etraftakiler "yahu sen nasıl bade içmiş hak aşığısın.. ! Canlı insanın cenaze namazını kıldırıyorsun " dediklerinde.....
Kerem bir ah çeker...Öyleyse açın tabutu da görelim...
Tabut açıldığında bir de ne görsünler canlı olarak koydukları arkadaşları gerçekten ölmüş... Aman aşık biz ettik sen etme deseler bile iş işten geçmiştir.
Bu acı olayı yaşayan Kerem ile Sofu tekrar yola koyulur Erzurum'a doğru yola çıkarlar.... Belki Aslı Erzurum'da dır.