Türkiye de siyasetle uğraşabilmek için öncelikle maddi bir güce, ilişkileri güçlendirmek ve siyasi çalışmaları yapabilmek için zamana ihtiyaç olduğunu biliyoruz.
Bunların dışında başka güçlere de ihtiyaç varmış…
Peki nedir bu başka güç ya da güçler?
Her siyasi parti seçim propagandalarında, gazetelere verilen demeçlerde temiz siyasetten, şeffaflıktan, adaletten, yeni anayasanın gerekliliğinden dem vururlar…
Siyasi bir partinin ideolojisini savunmak her şeyden önce bilgi, beceri, tecrübe ve vizyon olması gerekirken bizim ülkemizde bu çok faklı…
Dava adamı olmak için maddi gücün yanında “başka” güçlerde gerektiğini anlıyoruz.
Sedat Peker’in gündeme damgasını vuran paylaşımları ile alakalı birçok kişi tarafından yorumlandı. İyi ya da kötü – doğru ya da yanlış nasıl kabul edersiniz bilmem ama artık alıştığımız hatta artık kabullendiğimiz bir durum “mafya – siyaset ilişkisi” yani bildiğimiz ama bilmiyormuş gibi yaptığımız konulardan…
Bu açıklamalar çok su kaldıracağa benziyor ama biz vatandaş olarak şaşırdık mı?
Tabi ki HAYIR!
Maalesef siyaseti kirleten bu tarz durumlar hep rantların, siyasetçilerin aynı zamanda ticaretçi olmak istemesinden kaynaklanıyor galiba! Geçmişte yapılan bütün “mafya” dizilerinde bu ilişki anlatılır. Dizilerde anlatılanlar “kurgu” olarak yorumlanır. Bizler gerçekte bu yokmuş gibi davranırız.
Bu durumların yaşanmaması için birçok tez savunulabilir ama adaletin girmediği yere maalesef mafya girer arkadaş…
Adaletin tesis edilmesi için öncelikle doğru ve sağlam bir eğitim sistemi bunun yanında müfredata “vicdan ve ahlak” eğitimi eklenmesi gerekir. Bizde vatandaş olarak kendi vicdan muhasebemizi iyi yapmamız gerekiyor.
Hakkı hukuku düşünmeden, Ankara da dayısı olan, mahallede abisi olan biraz daha fazla bağırıyor bu ülkede…
Hastanede tanıdığı olduğu için sırası öne alınan vatandaş sende mafyasın.
Hiçbir vasfı olmadan torpille işe alınan arkadaş sende mafyasın.
Sadece siyasette değil her platformda arkası olan “bize kimse karışamaz” egosuna kapılıyor maalesef…
Sonuç olarak biz değişmediğimiz sürece yani SEN, BEN, BİZLER değişmediğimiz sürece bu ilişkiler hep olacak ama biz yokmuş gibi davranacağız.
