Abdurrahman ZEYNAL


ÇİN ZULÜM YAPIYOR, DÜNYA SEYREDİYOR


 

?Çinlilerin altınına, gümüşüne, ipeğine, tatlı sözüne, değerli hediyesine kapılmadım. Bunlara kapılan ne kadar Türkün ?ün öldüğünü, Çin boyunduruğuna düştüğünü unutmadım Tanrı yardım etti. Türk Kağanı oldum.? (Bilge Kağan, Orhun Kitabeleri)

Dokuz yıl önce yüzlerce Türkün ölümüyle başlayan olaylara karışan Çinli bir işçi, hükumetin yalan söylediğini, sadece kendisinin 7-8 Uygur işçisinin demir çubuklarla öldürülmesine yardım ettiğini kaydetti. İsmini vermek istemeyen Çinli, Guandong´daki oyuncak fabrikasında 30´dan fazla kişinin öldürüldüğünü söyledi.

Doğu Türkistan´ın başkenti Urumçi´de geçtiğimiz yıllarda başlayan ve hala devam eden, binlerce kişinin öldürüldüğü olayların sebebi olduğu söylenen iki Uygur asıllı işçinin öldürülmesi hikâyesinin, tamamen farklı olduğu iddia edilmiş ve acılar, yok etmeler günümüze kadar gelmiştir..

İngiliz The Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre, Çin´in doğusundaki Guandong kentindeki bir oyuncak fabrikasında, iki Uygur işçisinin öldürülmesi hadisesi, olaylara karışan bir Çinli tarafından yalanlandı.

Gazeteye konuşan ve ismini vermek istemeyen bir Çinli, fabrikada çalışan Uygurların öldürülmesi olayına bizzat katıldığını belirterek, Çin hükumetinin olaylarda iki Uygur asıllı işçinin öldürüldüğü açıklamasını yalanladı. Çinli işçi, ?Hükumet ölü sayısıyla ilgili olarak yalan söylüyor.

Ben 7 ya da 8 Uygur´un öldürülmesine yardım ettim. Onları çığlıkları bitene kadar ezdik. Orada en fazla 30 kişiyi öldürdük, ölenlerden çok azı Han Çinliydi? dedi.

?CESETLERİ ÜST ÜSTE TOPLADIK?

Çinli işçi, gazetelerde sadece iki Uygur işçisinin öldürüldüğü haberini görünce çok kızdığını belirterek, ?Bu kesinlikle yanlış olmalı. Ben onların hepsinin kafasından kanlar aktığını gördüm. Öldürülenlerin cesedini üst üste koyduk.

Bunlar nasıl ölmüş olamazlar? sözleri dikkat çekti. Uygurların iki Çinli kadına tecavüz ettiklerine dair söylentileri duyduğunda deliye döndüğünü söyleyen Çinli işçi, ?Ben Uygurlardan nefret ediyorum. Sadece 7-8 kişi bir kişiyi dövdük.

Televizyonlarda seyrettiğimiz o kanlı sayfalar, başlarından bir kurşunla yere serilmiş kahraman Uygurlar ve bu vahşeti seyreden sözde insan hakları savunucuları? Ülkemizde ise sosyete salonlarından çıkmayan Çin ve Çin ticaretini seven zavallı insanlarımız. Keşke biraz utanmaları olsa? Çıkıp şu zulmü lanetliyebilseler.....!

Cenazeleri verilmiyor, namazları kılınmıyor, vurulanların cesetlerin de otopsi yapılmıyor, Uygur Türkleri de bu olayları çaresizlik içinde seyrediyor. Dünya ise umursamıyor. Anlayacağınız Doğu Türkistan´daki yapılanlar tam bir soykırım göstergesidir.
Bazıları yataklarının arkasına saklandı. Bizler demir çubuklarla onlara ölene kadar vurduk ve cesetlerini sürerek bir yerde topladık? dedi.

1950´lerden itibaren artarak devam eden Çin zulmü artık dayanılmaz boyutlara ulaştı İnsanlık İse dün Bosna´da Sırp zulmüne, Irak´ta Amerikan Zulmüne, Afrika´da Fransız zulmüne bigane kaldıysa bugünde ekonomik ve siyasal nedenlerle bu soykırıma seyirci kalmaktadır.


Tamamen bir Türk yurdu olan Doğu Türkistan´ın yüz ölçümü 1.600.000 Kilometre kare olup zengin; petrol, altın uranyum, doğalgaz kaynaklarını sahiptir. Bu nedenle Doğu Türkistan´ın önce adı ?Sinkiang ?olarak değiştirilmiş sonra alfabesi ve dili değiştirilmeye devam ederken Türklere siz Türk değilsiniz, sonradan Türk oldunuz, aslında birer Çinlisiniz diyerek asimile etmeye çalışırken, Türkler iki yüz yıldır Çinlilerin asimilasyonlarına şiddetle karşı çıktılar.İşte Bugünkü Çin zulmünün temeli bu iki şeyde yatmaktadır.Birincisi Türkler bütün zulümlere direnerek asimile olmuyorlar diğeri zengin yer altı kaynaklarına sahip olmaları yatıyor.Burada tarihi Türk-Çin çekişmesini de eklemek gerekir.

Binlerce insan öldürüldü, binlercesi tutuklandı, binlercesi de kurulacak sözde mahkemelerde iğdam edilecek. İnsanlık yaman bir imtihanla karşı karşıyadır.
Türkiye Atatürk´den sonra Türk dünyasına karşı uyguladığı yanlış politikaları bugünde maalesef devam ettirmektedir. Türkiye 1940´lardan sonra doğru bir Esir Türkler politikası olsaydı, gereken siyasi, sosyal, kültürel bağları kurup en azından uluslar arası hukukun verdiği ölçüleri doğru değerlendirebilseydik, bugün karşılaştığımız vahşetleri ne Bosna´da, Bulgaristan´da, Kafkaslarda, Irak, ta, Filistin´de ve Doğu Türkistan´da asla seyretmeyecektik.

Yazımı Ünlü Türk şairi ?Çolpan´ın? Yıllar önce Türkistan´da ki esareti izah eden şiiriyle bitiriyorum. Çolpan şöyle yazmıştı.

Gülen başkalarıdır, ağlayan menem, 
Oynayan başkalarıdır, inleyen menem, 
Hürriyet masallarını işiten başka,
Kölelik şarkısını dinleyen menem. 
Hür başkalarıdır, esir menem. 
Hayvan katarında sürülen menem.