Sedanur BİNGÖL BİNGÖL


Eskiden güzel miydi?

.



Sahi eskiden güzel miydi? O ninelerimizin anlattığı dedelerimizin hasretle yadettiği eskiler,hatta ve hatta yaşıtlarımızın hayranlıkla baktığı orta yaşlarin ne varsa eskilerde var diye iç çektiği yeni nesil için hayiflandigi eskiler gercektende güzel miydi? yada eskidi diye mi guzel? Bu sorular biraz karmasaya sürüklemiyor değil ama şuna inanıyorum her zaman kendi içinde kıymetli güzel, güzel olduğu gibi güzeli güzel yapan kotude elbette var edebi edepsizden öğreten terbiye misali... Yani bir şeylerin üzerine fazlaca anlam yüklemek anlamsız  eskiden herşey kusursuz  değildi dünya hayatı  tekerrürden ibaret aksini söyleyenden şüphe ederim... Yok muydu eskiden hırsızlık,gasp,yolsuzluk, hakka ihlal çoğaltabiliriz elbette vardı zalimin olduğu yerde zulüm bitmez. Yalnız  adlar değişti putlar aynı putlar...
Peki bize güzel gelen ne? Mahrum olmak! Mahrumiyet yani yoksulluk yok olması bizi celbediyor,kim bilir belkide kibirdir bunu söyleten kendi yaşadığı dönemi üstün tutma yada bir yalana inanma... bilinmez kibir, yalana inanma, mahrumiyet ismin değişmesi bu yanlış halı yanlış olmaktan çıkar mi? Bizler asırların izlerini taşıdığımız bu bedende eskiye hürmet etmek sevmek bizim insanlık  görevimiz bu döneme sahip çıkmak bahşedilen hayata kıymet vermek ise hakka görevimiz,sözlerime efendimizin bir hadis-i şerifi ile sonlandırmak istiyorum;
- İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin,
- Hastalıktan önce sağlığın,
- Meşguliyetten önce boş vaktin,
- Fakirlikten önce zenginliğin,
- Ölmeden önce hayatın kıymetini bilin.
Sağlıcakla kalın...