Orhan BOZKURT


GÜNEŞ ENERJİSİ VE ERZURUM

Küresel ısınmanın yol açtığı çevre felaketleri, karbon salınımı, iklim krizinin artan etkileri ve kendini güçlü bir şekilde hissettiren elektrik maliyetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini artırıyor.


 

Küresel ısınmanın yol açtığı çevre felaketleri, karbon salınımı, iklim krizinin artan etkileri ve kendini güçlü bir şekilde hissettiren elektrik maliyetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini artırıyor.

2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre yenilenebilir enerji kullanımında  ülkemiz 8. sırada. Ancak, güneş enerji sistemlerine yönelik bu talep devam ederse ilerleyen süreçte bu sıralama değişebilir.

Güneş Enerji Santrali (GES) yatırımları için Erzurum çok büyük bir potansiyele sahip.

Erzurum, günlük ve yıllık güneşlenme süresi bakımından Türkiye’de çok önemli bir avantajı elinde bulunduruyor. Bunun yanında güneş ışınlarının Erzurum’da yere düşme açısı da, elektrik üretimi için çok önemli bir imkân sağlıyor.

Bu anlamda Aziziye Belediyesi, örnek atılımları ile öne çıktı.  Geçtiğimiz yılın başında Aziziye sınırları içerisinde devreye alınan santraller ile bugüne kadar 2 milyon 500 bin kilovat saat elektrik üretimi gerçekleştirildi.

Aziziye Belediyesi Başkanı Muhammet Cevdet Orhan,  geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada ilçede kurulu gücü 1 megavat olan GES yatırımının kapasitesini 2 megavata yükselteceklerini açıklamıştı.  Bu yatırım genişletme çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte Aziziye Belediyesi’ne ait Güneş Enerji Santrallerinin üretim kapasitesi yıllık 4 milyon kilovat saate çıkmış olacak.

Bu örnek girişim sonrası Erzurum Valiliği de milyonlar harcanarak inşa edildikten sonra çöken ve boşaltılan 2.Organize Bölgesi (Tekstilkent) için tahsis edilmiş olan araziye  GES projesi hazırlıyor.

Birleşmiş Milletlerin 1974 yılında Stockholm’de düzenlendiği Dünya Çevre Konferansı’nda ilan edilen 5 Haziran Dünya Çevre Günü, yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı, doğa dostu bir sanayi üretimi ve eko sistemimizin korunması konularında farkındalık yaratmayı hedefliyor.

Enerjide her geçen gün dışa bağımlılığı artan Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarındaki potansiyelini bir an önce değerlendirmesi şart.

Fabrikaların, AVM’lerin ve hastanelerin çatılarına ya da arazilerine güneş enerji sistemleri kurarak onların ihtiyaç duydukları elektriği çevreci bir yaklaşımla üretmemiz hiçte zor değil.  Bu sistemin bir avantajı da yatırım maliyetini  3-4 yıl içerisinde karşılayabilir olması.

Elektrik faturalarının cep yaktığı bu günlerde GES ülkemiz kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasına bir fırsat.

Bu tür projelerin daha çok yaygınlaştırılması, devlet olarak desteklenmesi  gerekiyor. Özellikle de yerel yönetimler,  bu  alanda öncü olmalı.