Misyoner okullarından mezun olanların en büyük özelliği etnik ayrımcılığın etkisinde kalarak Irkçılık hareketlerine katılmalarıydı.
Bu okullardan mezun olanların diğer özelliği anarşi ve terör eylemlerinin lideri olmalarıydı.
Üçüncü özellikleri ise Türk Kökenli olup liberal anlayışa sahip olanların Mandacılık fikrini savunmalarıydı.
Mandacılığı savunanlar "Tük Kurtuluş Savaşının" öncesinde ve devamında Türklerin kendi ayakları üzerinde duramayacakları tezi üzerinde kurulmuştu.
Eğer Amerikan Misyoner okullarında okumuş iseler Amerikan Mandacılığını, İngiliz mekteplerinde okumuşlarsa İngiliz Mandacılığını, Fransız Mekteplerinde okumuşlarsa Fransız Mandacılığını savundular.
Mandacıların tek isteği Amerikan Fransız, İngiliz himayesine girip Anadolu'yu kurtarma istekleri ve hevesleriydi.
İşte bunlara karşı Erzurum kongresinde alınan karar "Manda ve Himaye kabul edilemez" idi. Bu prensip Sivas'ta onaylanıp 23 Nisan 1920'de açılan Büyük Millet Meclisince kabul edilmişti.
Atatürk ve silah arkadaşları her türlü mandacılığı reddederek Bağımsız Bir Türkiye Cumhuriyeti kurmaları arzu ve istekleriydi. Bunu gerçekleştirdiler. Ruhları şad Makamları Cennet olsun.
Şimdi gündeme getirilen Mandacılık fikri; tarihsel olarak, ilmen tarihin çöplüğüne atılmışken yeni mandacılar kim sorusunu insanın aklına getiriyor.....!
Peki Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere'de okuyup kimi çifte pasaportlu bu insanlar kim?
Fikri ortaya atanlar bunu Türk Milletine açıklamak mecburiyetindedirler.
Bekliyoruz.
