Orhan DURMUŞ


MASİVA´DAN ARINMAK


 

Hayatımızı idame ettirebilmemiz ve yaşamımızı sağlıklı sürdürebilmemiz için çalışmak zorundayız. Maddi gelir elde etmeden dünya denen bu çileli yoldan geçmenin zor olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Sürekli bu kaygılar gözümüzde büyümekte. Evlenmek, ev sahibi olmak, araba sahibi olmak v.b. istekler katlanarak artıyor. Bununla birlikte manevi yönümüzü geliştirmek en çok zorlandığımız çoğu zaman da ihmal ettiğimiz önemli konulardan.

Zaten dünya denen bu misafirhanede kaygılarımız, endişelerimiz hep nefsimizin arzu ve isteklerinin sınırsız, sonsuz olmasından kaynaklanmaktadır. Her şeyin daha fazlasını arzulamak nefsimizin doyumsuzluğunun göstergesidir. İstek ve arzularımız arttıkça dünyaya olan bağımız ve sevgimiz hiç sonu olmayacakmış gibi bir hayale kapılmamıza ve isteklerimizi arzularımızı gerçekleştirmek için duygularımızı erteleyerek isteklerimize odaklı yaşamamıza sebep olmakta.

Maddi sevgi ya da maddeye olan sevgi arttıkça dünyaya olan bağlılığımızın artmaktadır. Artan ihtiyaçlar, ihtiyaçlarımızı karşılamak için verdiğimiz mücadele düşünmemize yani dünyaya geliş amacımızı çoğu zaman unutturmuş, zaman denen kavramın önünde yenilen ölümlüler olarak sıraya girmiş oluyoruz. Bir süre sonra geçen yılların boşa geçtiğini fark ediyoruz. Nefsin sınırsız istekleri karşısında gözlerimiz görmez olup hep daha fazlası için dünya meşgaleleri ile uğraşıyoruz. Bizi tıpkı bir nehrin güçlü akıntısına kapılmış gibi savrulup duruyoruz. Hep daha fazlasını arzulayıp bu dünyadan göçerken yanımıza hiçbir şey götüremediğimizi düşünmüyoruz bile.

Dünya içerisinde mücadelemiz ?Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya, her an ölecek gibi öbür dünyaya hazırlanın? hadis-i şerifindeki anlamla yaşamalıyız. Maddi arzular bizi bu dünyaya bağlamaktan öteye gitmeyecektir. Buda bizleri umutsuzlukları artıracak hırs denen kötü bir duygunun pençesine düşürecektir. Sadaka vermek, zekât vermek, kazancını olmayanla paylaşmak, iyilik yapmak, hoş görülü olmak bize huzur ve mala olan düşkünlüğümüzü azaltacak ve biraz olsun dünya bağlarını çözmemize yardımcı olacaktır. Rızık Allah´ tandır. Bundan şüpheye düşmeden yaşamalıyız. İşte dünyaya bağlılığımız yüzünden çoğu zaman rızık endişesi ile kazancımızı bağlı olduğumuz kurum ya da kuruluşlara bağlamak oradaki haksızlıklara göz yumarak ?aman burada kazancım elimden gitmesin? korkusundan haksızlıklara boyun eğmek iman zayıflığıdır. Para bizlere araba, ev, herhangi bir eşya alabilir. Bir dost, huzur, mutluluk satın alamayacaktır. Ancak paylaşmak bu dünyanın bir sonunun olduğunu bilerek yaşamak kimseyi kırmamak hırsa kapılmamak paranın satın alamayacağı bir mutluluk kazanmamıza sebep olacaktır.

Masiva´ dan arınmak, dünya bağlılığından dünya sevgisinden, maddi olan şeylerden, maddeden uzaklaşmak bizi manevi duygularımızı artıracaktır. Unvanınız, kazancımız ne olursa olsun aciz ve ?hiç? olduğumuzu kavramak bizleri arındıracak dünya hırsından uzaklaştıracaktır.

Sözlerimi Yunus Emre´nin güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum. ?Malda yalan mülkte yalan gel birazda sen oyalan??