Abdurrahman ZEYNAL


MİLLETİN BEKASI NEDİR?



-Bir Kavramın İçini Doldurmak-
1970´lerin sonları sağ-sol çatışmaları almış başını gidiyor. Günde 20-30 gencimizi toprağa verdiğimiz günlerdi...
Aykut Edibali bir konuşmasında bu acı olaylar yaşanırken şöyle dedi: "Davamız Türk Milletinin varlık ve beka davasıdır"....
Yeniden Milli Mücadeleciler o günden sonra bu ifadeyi sıkça kullandılar. 1984 yılında kurdukları Islahatçı Demokrasi Partisinin de sloganı olarak da tekrarladılar....
Bu slogan günümüze kadar bu geleneği sürdüren insanlar tarafından bıkmadan , usanmadan tekrar edildi...
Peki: Neden bu sloganı Mücadeleciler yıllarca bıkmadan usanmadan kullandılar?
12 Mart, 12 Eylül öncesinde Batılıların 1815 Viyana Kongresinde aldıkları kararlardan biri " Şark Meselesiydi". 
Şark Meselesi; Türk Milletini geldikleri Asya Bozkırlarına sürüp orada imha etmenin adıydı.
Bu nedenle Mücadeleciler tüm kültür çalışmalarında bu acı kararları okudu... Anlattı... Onun için "Davamız Türk Milletinin Varlık ve Beka Davası" dediler...
Yine Mücadeleciler bu ifadeyle milletin karşı karşıya kaldığı tüm tehlikeler için kullandılar. 
Asırlardan beri içten ve dıştan gelen tehditlere karşı Milli Ekonomiyi çökertmek, Milli Ahlakı dejenere etmek, hurafelere büründürülmüş bir din anlayışına karşı çıkmayı beka davası olarak gördüler.
Yeniden Milli Mücadele Dergisi, Bayrak Gazetesi, İlim Kültür Sanatta Gerçek, Egemen Milletin Sesi gibi pek çok yayın organında bu konuyu bıkmadan usanmadan anlattılar.
Edibali´nin ifadesiyle: "Ve bugün yarı aç yarı tok yaşıyoruz... Fakat asıl önemli olan 40-50 yıl sonra çocuklarımızın adı Ahmet, Mehmet mi olacak? Yoksa; Corc, Cek, Hans, Abraham mı olacak? Asıl önemli olan bu... Buna beka davası dediler.
Millet Partisine gönül verenler "beka meselesini" eğitimdeki yozlaşmanın getirdiği sosyal yıkımın hızla büyümesi, bu meseleyi bir beka meselesi görüp eğitimin tam ve kamil anlamda millileşmesiyle olacağını haykırdılar.
Ekonomik krizler, enflasyon , devalüasyon, faiz gibi meseleleri Türk milleti için beka meselesi görüp bu konular hakkında ilgilileri uyarmaya çalıştılar.
Üretim, dağıtım ve tüketimde neler yapılması gerektiğini, Türkiye´nin dışarıya bağımlılıktan kurtulması için öncelikli yapılması gerekenleri açıklayarak milletin beka meselesine fikri katkılar sundular.
1970´lereden beri Milli Harp sanayinin kurulmasının bir beka meselesi olduğunu, uçağını, tankını, topunu, füzesini yapan bir Türkiye´nin ancak beka meselesini çözeceğini yazdılar, fikir ürettiler ve bu düşünceyi binlerce Anadolu gencinin yüreğine, beynine, zihnine nakış nakış yerleştirdiler.
Sinemada Milliliği savundular. Sanatta, Kültürde Mili Sanat, Milli Kültür dediler bunlar varsa Milletin bekasının korunabileceğini söylediler.
Her türlü terörün, anarşinin, ötekileştirmenin bir beka sorunu olduğunu durmadan bıkamadan anlattılar. Bütün kötülüklere karşı çıktılar.
Emperyalizme, Siyonizm´e karşı olmanın, bunları bilimsel dilde çürütebilmesinin temellerini yazdılar. Milletin bekasının; "Kendini bil, Düşmanı bil, yenilmez olursun" ilkesiyle önleneceğini söylediler, anlattılar....
Milletin beka meselesinin çözümünün ancak Milli Kadro ile gerçekleşeceğini söyleyip, ehliyetli, liyakatli olmayı beka meselesinin öznesi haline getirdiler.
Edibali ve arkadaşları "Milletin Bekası" tabirini tabii ki kullandı. Hem de idealize ederek kullandı. Milletin Bekasının milli kadrolar önderliğinde, büyük bir milli uyanışla, sosyo-kültürel, sapmalara karşı sosyal, tarihi yapımızı ve milli kültürümüzü koruyarak milletin bekasının sağlanacağını ifade ettiler. Batı Sosyal yapısının, tarihi ve milli sosyal yapımızı tahrip etmesine izin ve fırsat vermeyerek milletin bekasının korunacağını idealize ederek elli yıldır anlattılar.
Türkiye´nin beka meselesi sadece sınır meselesi olmayıp Türkiye´nin savunulmasının ancak derinlik stratejisiyle sağlanabileceğini, bunun içinde bu savunmanın güneyde Yemen, doğuda Elbruz dağları, batıda Karpat Dağları, Kuzeyde Moskova önlerinden başlanması gerektiğini savundular.
Geçen bu yıllar içinde kendi aralarında kardeşliği tesis ederek Edirne´den Van´a kadar tam bir bütünlük gösterdiler. Milletin Bekasının sağlamamasının yolunun gündelik politikalarla değil bir devlet politikasıyla sağlanabileceğini söylediler, yazdılar....
Yukarıda sıraladığım bilgilere yeni bilgiler ilave edilebilir. Ancak esas olan Milletin Bekasından yukarıdaki bilgiler toplamı anlaşılmalıdır. Beka Meselesi gündelik politika malzemesi olmaktan çıkarılıp Devlet Politikası haline getirilmelidir.
Bunların dışında söylenecek her söz moda olmanın ötesine geçemeyeceği ve kavramların içinin boşaltılması anlamını taşıyacağı asla akıldan çıkarılmamalıdır.
13/02/2019 ERZURUM