Ayhan YİĞİT


SARIKAMIŞ HAREKATI YALANLARI

Sarıkamış Harekâtı ve Enver Paşa hakkında çok yazılar yazıldı. Her yıldönümünde de yazılıyor, tabii .ki yazılacak. Ama gerçekler yazılmalı ve konuşulmalı!


Niye yalan yazılıyor, rakamlar çarptırılıyor; bunu anlamış değilim. Habercilerde, bazı sözcü ve açık oturumcular da o kervana katılıyor!

90 bin, 90 bin, 90 bin…Kurşun atmadan, kurşun atmadan, kurşun atmadan…

Gerçekler öyle değil, kaynaklar, otörler ve tarihi belgeler öyle demiyor!

Rakamları katlamakla neyi hedefliyorlar? Komutanı yermek mi, askerimizin kahramanlığına gölge düşürmek mi?

Olumsuz şartları, tabiatın beklenmedik acılı baskınını da kişilere yüklemek haksızlık değil mi? Lokalde olsa kazandıkları zaferler de var! Bunları görmemek, yada yok saymak , Mehmetçiklerimize yapılan haksızlık değil mi?

Bu konuya kafa yoran, araştıran; o zamanın siyasi, askeri, stratejik ve psikolojik yönüne de değinen ……… (üçüncü) yazısını sizlere sunuyorum.

Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Uz. Dr. Ayhan YİĞİT

SARIKAMIŞ HAREKATI - 3 /B

“Enver Paşa Osmanlı son neslinin simgesiydi. Onlar, Türk tarihinin belki de en ağır ve zor bir çeyrek yüzyılının sorumluluğunu omuzlayıp hayatlarını, avuçlarında bir kor yığını gibi taşıyarak yaşadılar. Başarılı olamadılar; hatta, koca Devlet-i Aliyye onların kollarında can verdi ama, Cumhuriyet de onların kollarında doğdu. Ülkücüydüler; Her zaman, uğrunda can verecekleri bir iddiaları oldu; coşkun yaşadılar ve gerektiğinde gözlerini kırpmadan ölmesini bildiler. Yüz binlerce şehit veren başka hangi nesil yaşamıştır?”

Yükselişin olduğu gibi çöküşün de kahramanları vardır. Bunların hayatı daha destansı ve trajiktir. Çöküşün kahramanları en büyük fedakarlıklarla ve sarsılmaz imanlarıyla, nice yıkılmalar ve acılar bahasına, sonunda hayatlarını öne sürerek görevlerini yapanlardır ve Enver Paşa’nın neslinde bu insanlar o kadar çoktur ki bu kahramanların varlığıyla imparatorluğun çöküşünü birlikte izlemek şaşırtıcıdır ve insanı isyana götürür.

Her türlü hayat mutluluğunu feda ederek, sonunda hayatını pazara sürerek yapılan bu mücadelelere bu eşsiz insanlara rağmen Devlet-i Ali Osman’ın çökmesi haksızlık gibi görünür…

Bu insanları değerlendirmek de kolay değildir, bunlar çöküşün kahramanıydılar, yürekleri dağ gibi idi; Hayalleri de öyle… Asla küçük düşünmüyorlardı. Yüce devleti kurtarmak için, her biri imparatorluğun uzak köşesinde can teslim ederken, hayalleri sadece Turan’ı kurmak değil, bütün bir İslam alemini Batı’ya karşı ayağa kaldırmaktı. Yani, ülkesi ve devletiyle kendisini kurtarabilmek için ateşlere atılırken, bütün Müslüman dünyayı kurtarmayı düşünüyor ve bunun heyecanı ile sarsılıyorlardı. Büyük düşünmek, büyük rüyalar görmek, büyük yürekli olmak, büyük zamanların tezahürleridir; Halbuki bunlar çöküyorlardı ve çökerken bile yüreklerinde ve kafalarında bu büyüklükleri terk etmiyorlardı.”

Büyük bir imparatorluğu kaybetmiş olmanın sebeplerini, siyasi iktisadi boyutlarını, felsefesini, jeopolitiğini, psikolojisini, sosyolojisini düşünmeyen, analiz etmeyen ve her kötülüğü kişilere, gruplara, iç ve dış güçlere, ya da aynı anlama gelmek üzere kadere bağlayan bakış açısının en somut ve uç örneği, bu konudaki ittifakla sergileniyordu. Eh, bu kadar kesin bir icma olduğuna göre, bizlere de ezberleri tekrarlamak düşüyordu.

GELELİM 90 BİN ŞEHİT MESELESİNE

Tarih, yenenlerin lehine yazılır ve ayakta kalanlar ölenleri suçlar. Hiç kimse de gerçeği merak etmez. Artık dışarıda kazanan İngiltere'nin, içerde ise İttihatçıların tasfiyesi sonrası egemen olanların kendilerine yonttukları bir tarih vardır. Artık 'Enver' deyince "Sarıkamış’ta 90 bin asker" yalanı tekrarlanır. Ancak bu kara propagandanın aksine Genelkurmay harp tarihi kayıtları ve bilimsel tarihi eserler bunun aksini yazmakta ve bu harekatta bizim kayıp, hastalık, donarak ve muharebe esnasında şehit olanların toplam sayısının 30 bini geçmediği belirtilmektedir. Bunun sorumlusu Enver Paşa ya da başkası değil, Savaşın acımasız gerçekliğidir. Rusların ise muharebe esnasında en az 19 bin kayıp verdiklerini tarihçi İlber Ortaylı Hoca ifade etmiştir.