Ayhan YİĞİT


SİYASET DİLİ


 

(Geçen ay yayımlanan bu yazımı; gördüğüm lüzum üzerine, ufak tefek değişikliklerle ,tekrar okurlara sunuyorum.  6 Mart 1917)

Siyaset veya propaganda dili nasıl olmalı ?

 Bu işi yapan kişilerin dili , lafı , sözü ve cümleleri en iyi ve müstesnaolmalı. İpek gibi olmalı , milleti sarmalı ve ısıtmalı.

  Türkçemizin o güzel sözleri  ve deyimleri dururken , niye çirkin , kırıcı , ayrıştırıcı , ötekileştirici , yerici , aşağılayıcı ... veya yıpratıcı ; yahutta bunlara benzer söz veya cümleler kullanılır ?

Bu propagandayı yapan kişi veya kişiler , toplumun önde olanları olduğu için,  bu sözcükler dahada önem kazanıyor. Çok kişi izliyor , okuyor ve etkileniyor. Örneğin en başta üst düzey siyasetçiler ve siyasetçiler , yetkililer ve makam sahipleri , akademisyenler , eğitimciler ; medya mensupları ; haberciler , yazarlar , açık oturum , panel ve konferanslarda konuşanlar...

 Bir sade vatandaş, kırıcı ve kötü laflar sarf etse, bir kaç kişi duyar,onlarda bir kaç kişiye götürebilir ve bu olumsuz durum sınırlı kalır.

Ama ; Bir siyasetçi meydanda , TV de konuşursa, onu sadece ülkemizin 80 milyonu değil, tüm dünya duyar. Konumu icabı,sözlerine inanılabilir. O söz ve cümle adım adım , dalga dalga kişilere ve topluma yayılabilir. Hatta artarak , bazen değişerek, daha acı ve daha agresif hal alabilir.

  Bu halde, toplumun var olan ; dayanışma , kardeşlik , dostluk , sevgi ve saygı bağlarını zayıflatabilir...

  Tedirginlik , huzursuzluk yapar ve güvensizlik duygusuna sebeb olur.

 Tabiki tüm konuşanlar,yazanlar ve medya mensupları bu yazılanlara uymuyor.Çok güzel konuşan ve yazanlar da az değil.

Halbuki hedef bu olmamalı... Hedef ; yapıcılık olmalı .Yukarda sayılan güzel duyguları , milletimizde olan erdemleri artırmak ve pekiştirmektir.

Güzel türkçemizin , güzel sözleri , nükteleri , hicivleri vardır. Türkçemiz ve gramerimiz güzel kullanılmayı beklediği gibi ; toplumumuz da bunu beklemektedir.

  Aksini bekleyen çok azdır. Kırıp dökmek , işe yaramayacağı gibi , yetişme yaşında olanlara ve gençlere kötü örnek olup , bunların kötü yetişmesine , ruhlarının tramvaya uğramasına sebeb olabilir. Yarının yetişkinleri , yetki ve makam sahibi olacak bu cevherler ?´ kötü işlendiği için ?´ kavgacı , uyumsuz olabilir. Millet ve ülke yararına fazla yararlı olamayabilirler.

 Bu güzel vatanda beraber yaşadık , yine beraber yaşayacağız. Yani referandum dan sonra da;

önce ülkemizi , havamızı-suyumuzu , aşımızı-ekmeğimizi , şehrimizi-köyümüzü , yolumuzu-sokağımızı , parkımızı-bahçemizi , dolmuşu-otobüsü , treni ve uçağı , okulları-üniversiteleri , apartmanları-işyerlerini... kısacası bu cennet vatanın her zerresini , her değerini paylaşacağız.

Öyle ise ; bu ahenkli ortamları , daha huzurlu yapalım, yapmaya çalışalım .

 Bu günlerde ,  referandum yapılacağından ; en çok siyasiler konuşuyor. Onun için onlar ve medya mensupları söylemlerine dikkat etmelidirler.

 Toplumumuzu kaynaştıran , kenetleyen , her değerine  birleştiren  harcına , kültürüne ve düşüncesine saygılı olmaları lazım...

Değerli hatipler ve tüm ilgililer ;vaatleriniz , yapacaklarınız yarışsın...Teknolojiler, değerli ve üstün görüşler ,hizmetler yarışsın...Kötü sözler , yumruklar, sopalar...zorbalıklar yarışmasın !

  Bu değerleri yıpratıcı değil , yapıcı ve yükseltici söylemlerle , propagandalarını yapıp , düşüncelerini anlatmaları lazım...

   Keşke Türkçemizde kötü , kırıcı veaşağılayıcı kelimeler olmasaydı da , bizde kullanmasaydık... Türkçeciler ve dil bilimcileri , bilmiyorum bu cümleme kızarlar mı ?  Ya da üzülürler mi ?

 Referandumun ve o  güne kadar geçecek günlerin  ; sağlıklı , huzur içinde geçmesini ve aziz milletimiz için ,hayırlı olması dileğiyle...