Ayhan YİĞİT


TABYALARA YÜRÜYÜŞ


 

Bu yürüyüş tarifi mümkün olmayan; coşkulu, heyecanlı, ender bir yürüyüştü?

Yediden yetmiş yediye kadar:

Dedeler, nineler, çocuklar kucaklarda ve omuzlarda, küçük yaşta çocuklar dahil herkes yürüyordu, koşuyordu?

Bayraklar ellerde, dualar dillerde, insan seli akıyordu Tabyalara?

Atalarını anıyorlar, rahmet diliyorlardı; içten içe de düşmanları (o zaman ki ve şimdi ki) lanetliyorlardı?

Bu yürüyüş kolaydı, yol düzdü, karşıda düşman yoktu, risk hiç yoktu!

Toplanmakta zor değildi. Özünde birlik, dayanışma ve bağlılık olan halk uyarı ile, bir kıvılcım ile toplanabiliyor ve harekete geçebiliyordu.

Hava yapmak, TV´lerde görünmek, topluca bağırmak, nara atmak? bölge halkının bariz özelliklerindendir.

Her ne olursa olsun, o faciayı ve peşine yapılan o kahramanlığı ,hatırlamak ve anmak, çok erdemli bir haslettir.

Ayrıca; genç ve çocuk yaştaki evlatlarımıza iyi örnek olmak, ataları, tarihi ve davranışları tanıtmak ve davranışları aşılamaktır?

Ama bu topluluk biraz fazla duygusaldı.

?Dadaşlar Atalarına yürüdü?.

Cümlesini alalım:

Bu yürüyüşle gerçekten Atalarımıza kavuşabilecek miyiz? Yoksa daha başka yürüyüşler gerekli mi? Bence gerekli?

O günkü Tabyalara yürüyüşle, bugünkü yürüyüş çok farklı.

Bugünkü yürüyüş serbest, tehlikesiz ve elde bayrak!

O günkü; tehlike, savaş, ölüm! Elde silah, kılıç, balta, satır, süngü?

O, bir askeri kahramanlığın yanında, halk kahramanlığı idi.

Böyle bir kahramanlık böyle bir savaş, ülkemizin hiçbir bölgesinde ve cephesinde olmamış!

Asker- Millet olmamıza rağmen, kurtuluş savaşında, yaşlılar, kadınlar aktif katılımlar sağlamışlar; askerlerinin daima yanında olmuşlar?

Fakat 93 Harbindeki Tabya savaşı gibi; askerle birlikte, hatta ondan önce elde ne imkân varsa onunla düşmana saldırmamış, boğaz boğaza dövüşmemiş? veya buna ihtiyaç duyulmamış, mecbur kalınmamış!

Harp tarihinde böyle bir ?halk ? asker beraber? savaş ve kahramanlık notu yok. Bu ilk ve son oluyor. Bunu Erzurum´da dede ve nenelerimiz yapıyor?

Bunu, Mehmetçik Vakfı Bölge Şube Başkanı E. Albay Sayın Topdağı´da anlattı.

Tabyaları anlatırken ?Erzurum´daki 93 Tabya savaşlarının bir örneği yok? dedi.

Bu arada başta Nene Hatun´u ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun.

Nene Hatun demişken, ona ait bir iki kelime edeyim.

O, hepimizin aziz nenesi:

 Ama sonradan nene oldu. Satırı alıp milletin önünde,Tabyalara koşarken ve veciz söylemler söylerken; ?bebeğim anasız olur, büyür, ama vatansız olmaz.? gençti, gelindi. Ben ona ?GELİN HATUN? diyorum.

Allah şimdiki gençlerimize ve gelinlerimize bu anlayışı, bu ruhİ nasip etsin?

O topluluk şahane ve coşkulu idi. Sanki tek yumruk, tek düşünce vardı.

Topluluklar ve kitleler, heyecanlıdır ve duygusaldır. Kolay yönlendirilir ve istenilen mecraya akıtılabilir. Tıpkı selin aktığı gibi?

Ama sel geçicidir, anlıktır. ?Sel gider kumu kalır?. Atasözü gibi. Kum devamlıdır, tortu devamlıdır.

Bu güzel ve duygulu topluluktan, ne kadar kısım kaldı? Veya kalabilecek? Bence bu daha önemli?

Milli duyguları geliştirmek, başta yetkili ve yöneticilerin görevi olmakla beraber hepimizindir. Öğrenmek,öğretmek, benimsemek ve benimsetmek; bir gün birkaç saat olmamalı, sürekli olmalı:

Okullarda, seminerler de, konferanslarda, TV, radyo, basın yayın? vs.

Bunlar milli ve vazgeçilmez meseleler?

Hepimizin, Atalarımızın duygu ve yaşantısına erişmek, çocuk ve gençlerimizi bu anlayışla yetiştirmek dileğiyle?

Hoşça kalın.