Abdurrahman ZEYNAL


TÜRK- RUS İLİŞKİLERİNİN SATIR ARASI-2


III.Mustafa 1757-68 yılları arasında imar faaliyetleri yapmış, ihtiyat Hazinesi biriktirmiş, Islahatlar yapmıştı. Ancak yeterli devlet adamının olmayışı onu zorda bırakmış ve Cihangir mahlasıyla şu şiiri yazmıştı

Yıkılıptır bu cihan sanmaki bizde düzele,

Devleti çerh-ı deni verdi kamu müptezele

Şimdi ebvab-ı sa´adetle gezen hep hezele

İşimiz kaldı heman merhamet-i Lem-Yezel´e

KIRIM´I KAYBEDİYORUZ

Türkiye ile Rusya 1768 yılında yeniden savaşa tutuştular. Ruslar Osmanlı topraklarındaki Ortodoks mezhebine mensup insanları isyana teşvik etmek, onlardan destek almak ve onların hamisi olmak arzusu gittikçe artıyordu. Lehlilerle Ruslar arasındaki savaşta Ruslar galip gelince Lehliler Balta Limanına sığındılar. Ruslar Lehlilerle birlikte Türkleri de öldürerek bölgeye hakim oldular. Bu olaydan sonra başlayan Türk-Rus savaşı ne yazık ki tarihin en kötü mağlubiyetine sebep olmuş, "hazırlıksız ordu" Ruslara yenilmişti. Ruslar 13 Temmuz 1771 yılında 15 asırlık Türk yurdu olan Kırıma girmişlerdi.

Kırım Hanı Selim Giray Emrindeki Kırım Ordusunu savaşa sokmakta tereddüt yaşamış, Ruslara direnmemiş ve kendiliklerinden Ruslara teslim olmuşlardı. 1774 yılında savaşı sona erdirecek Küçük kaynarca antlaşması imzalanmış ve Osmanlı devleti tarihinin en ağır şartlarında ki anlaşmaya razı olacaktı. Kırım Bağımsızlaştırılmıştı. Ancak Rus oyunları devam etmiş önce kırımlıları birbirlerine düşürmüşler ve 1783 yılında Kırım´ın bağımsızlığına son vermişlerdi. Bu durumu kabullenmeyen , karşı çıkan 30.000 Kırım Türk´ü öldürülmüş büyük bir kısmı Balkanlara ve Kafkaslara göç ederek 15 asırlık Türk yurdu Rusların eline geçmişti.

ÖZİ´DE TÜRK SOYKIRIMI

Ruslar Kaynarca anlaşmasından 14 yıl sonra tekrar yani 1788 yılında savaşı başlattılar. Kısa sürede Özi ve Hotin kalelerinin düşmesiyle sonuçlanmış ne yazık ki Ruslar tam bir vahşet sergileyerek Özi´de 25.000 Türk kılıçtan geçirilmiş, olayın üzüntüsünden dönemin Padişahı felç olarak ölmüştü.

"Karlofça" antlaşmasından sonra Osmanlı artık büyük toprak kayıplarına uğramaktadır.Artık "Karlofça´dan" sonra Osmanlı İmparatorluğu büyük Türk nüfusunun kaybıyla karşı karşıya kalmıştır. Yollarda; göçle, hastalıkla veya düşman kılıcıyla ölmektedir. Osmanlı artık vatanını koruyamamaktadır.

Bu kayıplardan biride" Özi" kaybıdır. Özi yüreklerdeki acıdır. İnsanların işkencenin şiddetiyle bağırmalarının gök yüzüne ulaştığı acıklı bir sahnedir. Yirmi Beş Bin Müslüman Türkün hayatını kaybıyla sonuçlanmış acı bir vakıadır.

Özi Karadeniz´in kuzeyinde bugünkü Ukrayna sahillerindedir. Tahkimatlı bir kaledir. Kaleyi Vezir Mehmet Ali Paşa savunmaktadır. Yıl 17 Aralık 1788. Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa donanmayla denizden savunmaktadır. Bu ünlü, ünlü olduğu kadar namlı Türk kalesi Rus Prens Potemkim komutasında 80.000 kişilik ordunun kuşatmasına şiddetle direnmiş, ne yazık ki 17 aralıkta şehir düşmüştü.

Rus Prens kalede bulunan sivil, kadın , çocuk, yaşlı ve asker demeden hepsini feci bir şekilde öldürtmüştü. 17 aralık 1788 tarihinde Özi´de şehit edilen Türk sayısı tam 25.000 kişi idi. Rus komutan şehirde katliam yaptırmış ve şehri yağmalatmıştı.

Özi´den sonra Hocapaşa´da(Odesa) düşmüş, peşine Podolya´daki Hotin kalesinin düşmesiyle birlikte Kuzey Karadeniz tamamen elden çıkmıştı.

Sonuç olarak bu kadar acı kaybın yaşandığı Özü olayı ne edebiyatımıza, nede tarihsel analizlere konu olmamış acı sadece yüreklerde kalmıştı. Elbette tarih düşmanlık üzerine bina inşa edilmemeli ama gerçekleri ve alınacak dersleri de ortaya ilim erbabı ortaya koymalıdır. Yoksa tarih; iflas etmiş bakkalın defterine döner.

Hatırlatmak istedim.

ÇEŞME BASKINI VE OSMANLI DONANMASININ YOK EDİLMESİ

Ruslar Akdeniz´e gönderdikleri donanmayla 6-7 Temmuz 1770 de Osmanlı Donanmasını Çeşmede tamamen yok ettiler. Böylece Akdeniz´deki Osmanlı Limanları da düşmanlara açık bir saldırı merkezine dönüştü. Artık Osmanlı liman ve kıyı şehirlerini denizden koruyacak bir gücü kalmadı.Bu baskında Cezayirli Gazi Hasan Paşa yaralı olarak kurtulmuştu.

Bu olaydan üç yıl sonra Türk donanmasının yeniden inşa ve askeri askeri subay ve mühendisini yetiştirebilmek için 1773 yılında Mühendishane-i Bahri Hümayun mektebi kuruldu. Böylece Osmanlı devletinde ilk kez batılı anlamda modern bir okul açılmış oldu. Ne yazık ki bu köklü kurum 15 Temmuz 2016 Hain kalkışmasından sonra kapatılmış oldu.