Abdurrahman ZEYNAL


TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİN SATIR ARASI-4


1877-78 Osmanlı Rus harbine giderken Karadağ, Sırbistan ve Girit´te ayaklanmalar devam ediyordu. Her ne kadar Osmanlı Sırp Ordusunu yense de Ruslar ültimatom vererek savaşı durdurmuştu. Çar II. Aleksandır savaşı istememesine karışı Türk düşmanlığıyla dolmuş olan halkı savaşı istiyordu. Bu arada İngiliz Lordu Marki Salisbory Osmanlı dostu da savaşı istemiyordu. Bu savaşta İngiltere´nin Osmanlının yanında yer almayacağını Padişaha anlatmasına karşılık Mithat Paşa ve bir kaç kişi savaşı istiyordu. Serasker Müşir Redif Paşa, Mabeyn Müşiri Damat Mahmut Celaleddin Paşa da savaşı isteyenlerdendi.

31 Martta İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya, İtalya, Macaristan Tersane protokollerini hafifleterek, Bir kaç Balkan eyaletinde Hıristiyan tebaa lehinde iyileştirilme yapılması karşılığında yukarıdaki devletlerin Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü garanti ediyorlardı. Rusya´da bu metni imzalıyordu. Çünkü "Çar" çıkacak bir savaşı göze alamıyordu.

Londra protokollerinde Karadağ´da 2 kasabanın Karadağ´a verilmesi, Karadağ´ın Osmanlı tabiiyetinde devam etmesi Bulgaristan ve Bosna Hersek´te ıslahat yapılması, Tuna boylarında ki Osmanlı askerleri sulh zamanlarındaki sayıya indirtilmesi ve Rusların bir yıl içinde askere aldıklarını terhis ederek Türk sınırından askerleri çekmesi isteniyordu. Bab-ı Ali 10 Nisanda teklifi reddetti. Böylece 24 Nisan 1877 yılında fiilen savaş başlamış oldu.

Tuna Cephesi başkomutanı Serdar-ı Ekrem Müşir Abulkerim Nadir Paşanın Karargahı Şumnu´da idi. Bosna´da Veli Paşa, İşkodra´da Ali Saip Paşa,Yenipazar´da Müşir Mehmet Ali Paşa birliklere komuta ediyorlardı. Sırplara karşı tertip almışlardı. Abdi Paşa emrinde 3 ordu vardı. Garp Ordusunu Gazi Osman Paşa olup kontrol ettiği bölge Tuna boyları Vidin civarlarıydı. Şark Ordusunun başında Müşir Ahmed Eyyüp Paşa vardı. Romanya sınırı ve Rusçuk idi. Cenup ordusu bu iki ordu arasında yer almıştı. Bu orduya da Müşir Süleyman Paşa çağrılmıştı.

Rusların 250.000 asker, 800 topu ve düzenli ihtiyat birlikleri vardı. Romanya, Sırbistan ve Karadağ Rusların yanında idi. 50.000 kişilik modern Rumen ordusu da dahil edildiğinde Rus kuvvetlerin açık üstünlüğü belli oluyordu. Romenler önce bazı istekleri yerine getirilirse Ruslara geçit vermeyeceklerini Babı Aliye bildirmiş, red cevabı alınca Rusların safına girmişlerdi.

Ruslar 22 Haziran Tuna´yı geçmiş, Tuna boylarında şiddetli çarpışmalar oluyordu. Abdi Paşa gerekli tedbirleri alamamış, üstünlük Ruslara geçmişti. Bu kayıpların iki ana nedeni vardı. Birincisi Müşirlerin birbirine karşı aşırı kıskançlıkları, ikincisi Müşirlerin savaşı idare edecek bilgiden mahrum olmalarıydı.

Bu arada Şıpka Geçidinde Süleyman Paşa parlak bir zafer kazanmıştı Ruslar Plevne´yi 20 Temmuzda kuşattılar, Fakat Osman Paşanın dirayeti askerin cesareti sayesinde Ruslar bozularak kaçtılar. Fakat Ruslar 10 Temmuzda tekrar saldırdılar. Yine Türk ordusu Rusları mağlup etti. Ruslar kaçtılar. 11 Eylül´de Ruslar tekrar saldırdılar ancak bu seferde yenildiler.

Çar Romanya prensine "imdadımıza gel İstediğin gibi istediğin yerden, dilediğin şartlarda Tuna´yı Geç. Acele Plevne de yardımımıza yetiş. Türkler bizi mahvediyor. Hıristiyanlık davasını kaybetmek üzeredir". 11 Eylüldeki saldırı sonucu Ruslar kesin bir mağlubiyete uğradılar. Diğer cephelerdeki savaşı Osmanlı ordusu kaybedince 10 Aralık ta Plevne dördüncü defa kuşatmaya uğradı. 12 Aralıkta maalesef Plevne düştü. Artık İstanbul yolu açılmış, Ruslar Yeşilköy´e kadar gelmişti.

Tarihimizde Osmanlı devletinin Omurgasının kırıldığı ve bir daha düzelmediği 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı Rusların Kafkasları aşarak Erzurum´a kadar İlerlemeleriyle sonuçlandı. Yüzbinlerce Müslüman Türk tekrar muhacir olmuş tarihe 93 muhacirleri olarak geçmişlerdi.

Ruslar; Nene Hatunlar gibi kadınların, Emek Bayraktar gibi sivil insanların Kurt İsmail Paşa gibi askerlerle birlikte Aziziye tabyalarında durdurulmuş, Rus ilerleyişini sona ermişti. Ruslar Batıda da Yeşilköy´e kadar gelmiş, Tarihte en kötü anlaşma olan "Ayestefanos Anlaşmasını" Osmanlıya kabul ettirmişlerdi. Osmanlının kaybı korkunçtu. Gerek insan, gerekse toprak kaybı büyüktü.

Ayestefenos Anlaşmasını Osmanlıya kabul ettirmişlerdi. Şartlar çok ağırdı. Batılılar bilhassa İngiliz ve Almanlar devreye girerek Berlin´de Osmanlı ve Rusları tekrar masaya oturtarak anlaşmaya son şeklini verdiler. Osmanlı yüklü bir tazminat ödeyecekti. Kars, Ardahan, Batum Ruslara bırakılacaktı.