www.erzurumgunebakis.com / Alpaslan CENGİZ
Hasat sonrası tarlada kalan bitki kalıntılarını yakarak toprağı temizleme amacıyla yapılan bu yöntem, doğal dengeyi bozmakla kalmıyor; çevre, orman ve insan yaşamını tehdit eden büyük yangınlara davetiye çıkarıyor.
Anız Yakmanın Bilinmeyen Zararları
Her yıl binlerce dönüm tarım arazisi, bilinçsizce yapılan anız yakma işlemi nedeniyle büyük risk altına giriyor. Yüksek sıcaklıkla birlikte alevin yayılması kolaylaşıyor, rüzgârın etkisiyle de kontrolsüz yangınlara dönüşebiliyor. Üstelik bu yöntem, toprağın verimini artırmak bir yana, tam aksine faydalı mikroorganizmaların ölmesine, toprak yapısının bozulmasına ve erozyona neden oluyor.
Sadece tarlayı değil, civardaki ormanlık alanları, yerleşim yerlerini, canlıları ve hava kalitesini de tehdit eden anız yangınları; trafik güvenliğini bile etkileyebilecek kadar yoğun duman oluşturabiliyor. Yani bir kıvılcım, hem toprağa hem de insan hayatına büyük zarar verebiliyor.
Yasal Yaptırımlar ve Sorumluluk
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı'nın uyarılarına göre anız yakmak birçok bölgede yasaklanmış durumda ve cezai yaptırımları bulunuyor. Yangın riski taşıyan alanlarda bu kurallara uymayanlara ciddi para cezaları uygulanıyor. Buna rağmen bazı çiftçiler, alışkanlık haline getirdikleri bu yöntemi sürdürmeye devam ediyor.
Uzmanlar, çiftçilerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve alternatif tarım uygulamalarının teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Anız yerine toprağı sürmek, organik malzemeleri gübreye dönüştürmek gibi çevre dostu yöntemler hem daha sürdürülebilir hem de doğayı koruyan çözümler sunuyor.
Bir Dakikalık İşlem, Yıllarca Süren Zarar
Anız yakma alışkanlığı, kısa vadeli bir çözüm gibi görünse de doğa üzerinde geri dönülmez etkiler bırakabiliyor. Toprakların daha sağlıklı kalması, orman yangınlarının önlenmesi ve canlı yaşamının korunması için bu tür uygulamalardan kaçınılması büyük önem taşıyor. Unutulmamalı ki doğaya verilen zarar, eninde sonunda insana da geri dönüyor.