www.erzurumgunebakis.com / Dilan ÇOŞKUN
Muharrem ayının gelişiyle birlikte İslam dünyasında paylaşmanın simgesi haline gelen aşureler pişmeye başladı. Ancak bu yıl mutfaklardan yükselen aşure kokusuna enflasyonun keskin kokusu da karıştı. Artan gıda fiyatları, asırlık geleneği zorlar hâle getirdi.
Eskiden komşulara kazan kazan dağıtılan aşureler, bu yıl küçük tencerelere sıkıştı. Market ve kuru bakliyatçı raflarında yerini alan aşurelik malzemelerin fiyatları, birçok aile için erişilemez seviyelere ulaştı. Özellikle fındık, kuru kayısı , kuru incir, kuru üzüm ve ceviz gibi temel ürünlerdeki fiyat artışı dikkat çekiyor.
Vatandaşlardan Sevda Yılmaz , her yıl onlarca kase aşure dağıttığını ancak bu yıl sadece aile içinde pişirdiğini belirterek, “Bir kilo fındık 600 lirayı geçmiş. Şekerin kilosu yine aynı şekilde yüksek. Eskiden paylaşmak kolaydı, şimdi kendimiz zor yiyoruz,” dedi.
Porsiyon Hesabı Yapılıyor
Geçtiğimiz yıla göre aşure yapmanın maliyeti neredeyse iki katına çıktı. Ortalama bir tencere aşure için gerekli malzemelerle yapılan alışverişin bedeli 1000 lirayı aşıyor. Bu durum birçok vatandaşı ‘porsiyon hesabı’ yapmaya zorluyor. Artık kimse komşuya tabak tabak aşure gönderemiyor.
Esnaf da bu değişimin farkında. Erzurum’daki bir bakliyatçı, bu yıl özellikle küçük gramajlı ürünlerin daha çok satıldığını söylüyor: “Eskiden 1 kilo alan şimdi yarım kilo istiyor. 250 gramlık ceviz ya da incir en çok tercih edilen oldu. Müşteri az ama fiyatlar yüksek, kimse memnun değil.”
Kazan Değil Kalp Paylaşımı
Artan maliyetlere rağmen, vatandaşların büyük çoğunluğu aşure geleneğinden tamamen vazgeçmiş değil. Bu yılın ruhu, kazanla değil ama kalple paylaşmak üzerine şekilleniyor. Küçük miktarlarda da olsa pişirilen aşureler, birkaç komşuyla paylaşılmaya devam ediyor. Çünkü bu topraklarda aşurenin tadı sadece şekerden değil, dayanışmadan geliyor.
"Aşure, artık sadece tatlı değil; ekonomik bir hesap işine dönüştü" diyen uzmanlar, gıda enflasyonunun toplumda sosyo-kültürel bir tahribata yol açtığı görüşünde.