Günebakış/NESRİN ÇETİNKAYA
2017 itibari ile Kış mevsiminde kar yağışlarının normal yağış rejiminde devam ettiğini belirten Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Haluk Çağlar Kaymak, tarımsal alanda yeraltı sularını besleyen, aynı zamanda kaynakların dolmasını sağlayan kar yağışının önemine dikkat çekti. Kaymak, Erzurum ve bölgesinde tarımsal faaliyetler için yeterli oranda yağışın alındığını vurgulayarak, kısa süreli yağışların, havanın kurak gitmesinin ve benzeri olayların endişeye mahal vermemesi gerektiğini söyledi.
Mayıs ayı içerisinde az ama sık aralıklarla bir yağışın olduğunu belirten Kaymak, yapılacak yağış planlamalarının uzun yıllar ortalamalarına göre değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
YAĞIŞLAR MEVSİMSEL OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ
Yağışların mevsimsel olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kaymak, tarımsal alanda önemli olanın kar yağışları olduğuna dikkat çekerek, ?Öncelikli olarak şunu söylemek gerekirse yağışları mevsimsel olarak değerlendirmek gerekir, yani yaz yağışları, İlkbahar´da ki normal-beklenen yağışlar, artı kışın yağan kar yağışları. Bizim için yani tanımsal anlamda önemli olan ye altı su kaynaklarını asıl besleyen, o kaynakların dolmasını sağlayan kar yağışıdır. Yağmur yağışlarının da buna faydası mutlaka var ama asıl faydayı, zenginliği sağlayan kar yağışlarıdır. Şimdi ilkbahar yağışları veya Yaz´ın düşen yağışlarına bakılacak olursa Erzurum´da Haziranın 2´inci haftasından Ağustos aylarının sonuna kadar ya da Eylül aylarının başlarına kadar zaten normal periyotta yağış olmuyor. Bu yıl ki yağışlara baktığımız zaman mesela kışın yağan kar yağışlarında herhangi bir problem yok, normal yağış rejiminde devam ediyor. Kar geçte yağsa, erken de yağsa Erzurum yıllık ortalama kar yağışı miktarını alıyor. Bunda dolayısıyla çok büyük değişiklikler olmuyor. Bunun ile ilgili daha önceki yaptığımız çalışmalarda, incelemelerde Erzurum´un uzun yıllar ortalamasında yani ne zamandan en son 60´lardan bu yana Türkiye´nin farklı yerlerinde çok büyük değişiklikler yok. Yani yıl tekrarı şeklinde mevsimsel değişiklikler ile karşılaşabiliyoruz? ifadelerine yer verdi.
ENDİŞEYE MAHAL YOK!
Meydana gelen mevsimsel değişiklikler sonrası azalan ve artan yağışlar konusunda endişelenilmemesi gerektiğini söyleyen Kaymak, İlkbahar´da düşen yağış ortalamaları için çok endişe edilecek bir durum söz konusu değildir. Çünkü kar yağışını normal olması gerektiği süresiyle aldı? ifadelerine yer verdi. İlkbahar´da yağışların azalması sadece o dönemde ekim yapılan türlerde bir sorun oluşturabilir. Şöyle bir örnek vermek gerekirse bezelyede, ıspanakta İlkbahar yağışlarını kaçırırsanız çıkış sağlayamazsınız. Ama Erzurum´un geneline baktığımız zaman bezelyede de, ıspanakta da bu yetiştiricilik küçük alanlarda yapılıyor. Erzurum için asıl tarımsal faaliyet şeker pancarı. O da son yıllarda azaldı. Bunun haricinde buğday, slajik mısır ve tahıllara yönelik bir ekim var? dedi.
UZUN YILLAR ORTALAMASI VERİLERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI
İleriye dönük olarak yapılacak yağış planlamaları için uzun yıllar ortalaması verilerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kaymak, ?Bölgesel olarak Erzurum´u düşünürsek şu dönemde çıkışı sağlayacak düzeyde yağış aldığını düşünüyoruz. Bu ekimler Erzurum´da genelde Mayıs ayının 2´inci haftasından sonra yapılır. Tabi Erzurum´un Kuzey ve Güney ilçeleri birbirinden farklı. Kuzey ilçeleri ile Erzurum Merkezi kıyaslayacak olursak arada 1 ay gibi bir fark var. O yüzden ekim zamanları değişiyor. Buğday ekimi Erzurum´da dondurma ekimi olarak Sonbahar ´da yapılıyor. Kışın kar yağışını almış oluyor ve çıkışta da her hangi bir problem yaşanmıyor. Sonraki süreçte de geneli düşünürsek daha verimli sulama çok yaygın kullanılan bir uygulama değil, imkân varsa yapılıyor yoksa genelde kıraçta yapılıyor. Mayıs ayı içerisinde az az ama sık aralıklarla bir yağış var Erzurum´da. İleriye dönük bir modelleme yapılacaksa bunu mutlaka geçmişten bugüne gelen uzun yıllar ortalaması verilerinin değerlendirilerek ona göre bir yağış planlaması yapılmalıdır? ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE SU ZENGİNİ ÜLKE DEĞİL!
Türkiye´nin su zengini bir ülke olmadığını dile getiren Kaymak, burada yapılacak en önemli hareketin doğal kaynakları doğru ve kontrollü bir şekilde kullanmak olduğunu söyleyerek, ?Yani sonuca gelecek olursak doğanın kendi içerisinde bir döngüsü var. Siz bu döngüye çok müdahale edemiyorsunuz. Baktığımız zaman burada bazı terimler ve tabirler yanlış kullanılıyor. Örneğin, küresel ısınma değil, küresel bir ilkim değişikliği var. Çok uzun yıllar içerisinde meydana elen bir değişimden bahsediyoruz, bu bir yıl içerisinde gerçekleşen bir değişim değil. Sıcaklık artıyor olabilir ama bazı yerlerde de ısı düşüyor. Sıcaklığın arttığı ve azaldığı bölgeler var. Dolayısıyla doğa bu döngüsünü, değişimini kendi içerisinde sağlayabiliyor. Bunun haricinde kısa süreli yağışların, havanın kurak gitmesinin ve benzeri olayların çok abartılmaması gerekiyor. Mutlaka tedbir alınmalı ama bu insanları karamsarlığa götürecek şekilde olmamalı. En önemlisi elimizde ki doğal kaynaklarımız çok iyi kullanmamız ve korumamız gerekiyor. Türkiye su zengini olan ülkelerden biri değil ne kadar öyle görünse de. Mevsimsel değişiklikler olabilir, bu çok uzun yıllar devam ederse işte o zaman oturup büyük tedbirler alınır. Ama bunun dışında son 15 yılı göz önünde bulundurursak sadece mevsimler değişimler ve yıl tekrarları oluyor. Döngü bu şekilde kendi içerisinde tamamlanıyor. Yeraltı sularının, akarsuların düzenli ve kontrollü bir şekilde korunması ve kullanılması gerekmektedir? diye konuştu.