Bakan Tekin: "Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız"
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitimin de nasibini aldığını söyledi. Bakan Tekin, "Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz” dedi.
Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda düzenlenen "Öğretmen Gözüyle" Temalı Maarif Kongresi’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, ülkemizin eğitim ile ilgili önemli sorunlarının ele alındığı 1. Maarif Kongresi’nin 1921’de Ankara’da gerçekleşmesinden bu yana 103 eğitim öğretim yılı geçtiğini belirterek, “Bu 103 yılda neler oldu? Nereden başladık ve nereye geldik? Süreci doğru okumak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Malumunuz eğitim, memleketimizin kalkınmasının anahtarı olan varoluşsal bir süreçtir. Eğitim sistemlerinin sürekli değiştiği ve araştırma imkânlarının hiç olmadığı kadar geliştiği günümüz dünyasında bizim özgün ve özgür bir bakış açısını esas alan yeni bir dil ve perspektif inşa etme gayretimiz hepinizin malumudur. Bu durumda eğitim alanı, tabiatı itibarıyla statik olamaz. Bu dinamizmi dolayısıyla da sürekli bir aksiyonu öngörür. Bilimsel, pedagojik ve teknolojik gelişmeler, yenilenen ve dönüşen toplumsal ihtiyaçlar, küresel ve yerel düzeydeki farklılaşmalar, bireysel taleplerdeki çeşitlilikler Bütün bunlar hayatın her alanında olduğu gibi, eğitim alanında da dönüşümü zorunlu kılmakta, bizi hep daha iyisini aramaya yöneltmektedir” dedi.
“Kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik”
“Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız” diyen Bakan Tekin, “Batılılaşma sürecinde, ergenlikte sık sık ailesine küsen bir genç gibi, kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Maalesef Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitim de nasibini aldı. Ancak şimdi, başka ülkelerin eğitim sistemlerini idealize ettiğimiz, getirip biz de uygularsak her derdimize deva bulacağımızı düşündüğümüz günleri geride bıraktık. Komşunun ilacıyla tedavi olamayacağımızı artık öğrendik. İki yüz yıllık tarihî geçmişi olan ülkelerin uygulamalarını idealize etmekten, bizim işimize yarayacağını düşünmekten imtina ediyoruz” dedi.
"Kendimize ait bir birikimiminiz var"
Binlerce yıllık tecrübeyi görmezden gelen taklitçi zihniyetin bizi bir yere götürmediğini acıyla tecrübe ettiğimizi anlatan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, "Dünyanın birçok kültüründen daha kadim olan bir medeniyetimiz, kendimize ait bir birikimiminiz var. Yine sadece bize ait olan dertlerimiz, kemikleşmiş sorunlarımız da var. Bunları ancak bize ait reçetelerle çözebiliriz. Komşu derdini çözecek reçeteyi bulmuş olabilir. Biz kendi dertlerimize derman olacak düşünsel ve eylemsel bir gayret içindeyiz. Eğitim, tam bu noktada yerelden evrensele uzanmak zorunda. Ayaklarımızı sağlam bir zemine basmadan, her esintiye kapılarak şekilden şekle girme tehlikesine karşı tedbir almak istiyoruz. Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz. Eğitim felsefemiz doğrultusunda ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş vatansever öğrenciler yetiştirmek üzere eğitim sistemimizi geliştirme gayretindeyiz” diye konuştu.
"Popülist kaygılardan uzağız"
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğitim sistemimizin bütün kanallarını açık tutmak, politikalarımızın önünde engel teşkil eden, zaman zaman kaosa sebebiyet veren durumları bertaraf etmek için göreve geldiğimiz günden itibaren küçük büyük her türlü sorunun üzerine gittik. Bunu yaparken popülist kaygılardan uzağız. Hoş görünme derdinde değiliz. Öncelikle problemleri çözmek ve inandığımız eğitim anlayışının yolunu açmak istiyoruz. Gündelik siyasi gerilimlerle vakit kaybedecek bir lükse sahip değiliz. Bu niyetle eğitim sistemimizi ileriye taşımak, bireyden başlayarak ideal topluma uzanan güçlü bağı kurmak için 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nda üç temel meseleyi merkeze aldık. Bunlar; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulanması, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nin hayata geçirilmesi ve Okul-Aile İş Birliği’nin güçlendirilmesidir. Birincisi, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bilgiyi değil, insanı merkeze alır. Madde ile manayı, akıl ile duyguyu, birey ile toplumu dengeler. Daha önce belirttiğim şekilde evlatlarımıza evrensel değerler kazandırırken onların kendi kültürlerine, tarihine ve medeniyetine bağlı bireyler olarak yetişmesine ortam ve imkân sağlar. Eğitim alanında gerçekleştirdiğimiz bu köklü dönüşümle, sadece bilgi üreten değil; aynı zamanda bu bilgiyi insanlık yararına dönüştüren Türkiye Yüzyılı nesline Allah’ın izniyle ulaşacağımıza inanıyorum. Öğretim programlarımızı, bilimsel gelişmeler ışığında, eğitim bilimlerindeki yenilikleri, insan hakları ilkelerini ve milletimizin kadim değerlerini esas alarak yeniden yapılandırıyoruz. İkincisi, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi; Mesleki eğitimi, 28 Şubat sürecinin baskılarıyla daraltılan alanlardan kurtararak, kalkınmanın merkezinde yer alan bir başarı hikâyesine dönüştürme gayretindeyiz. Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi de bu amacımızda bizim yol haritamızı oluşturuyor. ’Herkesin bir mesleği olmalı’ anlayışıyla hazırladığımız bu belge, mesleki eğitime erişimi artırmanın ötesinde, eğitimde kaliteyi yükseltmeyi ve mezunlarımızı küresel iş gücü piyasasında rekabet edebilir bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede hayata geçirdiğimiz ’sektör içi okul’ ve ’sektöre entegre okul modelleri’ öğrencilerimize geleceğin teknolojilerine uyum sağlama imkânı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda ülkemizin nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak kalkınmamıza güç katıyor. Üçüncüsü ise, Okul-Aile İş Birliği’nin güçlendirilmesi. Aile, bir çocuğun ilk öğretmenidir; onun hayata bakışını, öğrenme aşkını ve değerlerini şekillendiren en sağlam köktür. Bu anlayışla hayata geçirdiğimiz ’Velivizyon’ platformuyla velilerimize rehberlik ediyor, çocuklarının sosyal ve akademik gelişimlerine daha bilinçli bir şekilde katkı sunmalarını hedefliyoruz. Bunun yanında, ’Okul Randevu Sistemi’ ve ’Ebeveyn Okulu’ programlarımızla ailelerimizi eğitim süreçlerine daha etkin bir şekilde dâhil ediyor, öğretmen, veli ve devletin el ele verdiği güçlü bir eğitim ekosistemi oluşturuyoruz" dedi.
“Öğretmenlerimiz hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır”
Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başta olmak üzere bu üç politikanın da başarıya ulaşmasında, en büyük güvencenin ve dayanağın, eğitim sisteminin mimarları olan öğretmenler olduğunu ifade ederek, "Onlar, hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır. Bu süreçte, öğretmenlerimizin mesleki hareket alanlarını genişletmek, sınıf ve okul şartlarına uygun şekilde karar alabilmelerini desteklemek ve ihtiyaç duydukları teknik desteği sağlamak için yol haritamız belli. Bu rotada yol alırken öğretmenlerimizin mesleki niteliklerini artırmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onlara hak ettikleri itibarı kazandırmak için Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayları ile geçtiğimiz ay yürürlüğe giren bu Kanun ile öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduk. Bu kanun, öğretmenlerimizin meslekî haklarını güvence altına alırken, uzmanlık ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarıyla mesleki gelişimlerini teşvik eden bir yapıyı hayata geçirdi. Ayrıca Millî Eğitim Akademisini kurarak öğretmenlerimizin mesleki gelişimini dünya standartlarında destekleyecek bir model oluşturduk. Akademi, öğretmenlerimizin görev öncesi hazırlıklarından meslek içi gelişimlerine kadar her aşamada yanlarında olacak, donanımlı ve çağın ihtiyaçlarına cevap verebilen eğitimciler yetiştirme hedefimize hizmet edecek” şeklinde konuştu.
“Öğretmenlerimizin deneyimlerinin paylaşılması kıymetli”
Öğretmenler Günü’nün, öğretmenlerimizin kritik rollerini ve eğitimdeki katkılarını takdir etme fırsatı sunduğunu ifade eden Bakan Tekin, “Bu kapsamda, 2024 yılı Öğretmenler Günü Kutlama Programı kapsamında Maarif Kongresini düzenleyerek öğretmenlerimizin uygulamaya ilişkin deneyimlerinin bildiri olarak paylaşılmasını son derece kıymetli buluyorum. Bizim politikalarımızı desteleyecek bir bakış açısı ile seçilmiş ’Öğretmen gözüyle’ temasıyla ’oyun ve arkadaşlığın’, ’ailenin’ ve ’sosyal sorumluluk çalışmalarının’ eğitime etkisinin ele alınması beni ziyadesiyle memnun etti. Emeği geçen öğretmenlerime, eğitim yöneticilerine, üniversitemize şükranlarımı sunuyorum. Bu etkileşimin, birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin, elini taşın altına koymanın vatanperverlik olduğunu biliyorum" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Maarif Kongresi’nin yapıldığı salonunun girişinde açılan sergiyi gezdi. Program sonrası, yarışmalarda ödül alan öğretmenlere hediyeler verildi.