‘Çocuklarımızın sosyalleşmesini sağlıyoruz’ diyen İlbaş; röportajın detayında yapığı açıklamalarla da, koruma altındaki çocukların aile ortamından hiç uzak olmadıklarını gözler önüne serdi.
www.erzurumgunebakis.com/Ümmühan GÖĞTAŞ
Aile ve Sosyal Hizmetler (ASH) İl Müdürü Cemil İlbaş, devlet korumasındaki çocukların sosyalleşmesini sağladıklarını belirterek, sportif, sanatsal ve kültürel alanlarda gelişimlerin önem verdiklerini ifade etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ‘Çocuk Evleri Projesi’, devlet korumasında olan çocukların hayatını değiştirdi. Sıcak ev ve sevgi ortamına kavuşan çocuklar, hem sosyal hayata uyum hem de okuldaki başarılarıyla örnek bireyler haline geldi. Kurumun yeniden yapılandırma sürecinde 2006 yılında başlanan ve ilk olarak sadece 52 ilde bulunan ‘Çocuk Evleri Projesi, şu anda tüm şehirlerde uygulanıyor.
‘YURT ORTAMINDA ÖZEL MÜLKİYET ANLAYIŞI PEK GELİŞEMEYEBİLİYOR’
Aile ve Sosyal Hizmetler (ASH) İl Müdürü Cemil İlbaş, gazeteniz Günebakış'a yapığı özel açıklamarla devlet korumasındaki çocukların emin ellerde olduğunun mesajını verdi. Müdür İlbaş, bu tür çocukların sosyalleşmesini sağladıklarını belirterek, sportif, sanatsal ve kültürel alanlarda gelişimlerin önem verdiklerini ifade etti. Yurt tarzı modellerin sakıncalarından da bahseden İlbaş, ‘Çocuk evlerinden önce yurt tarzı modellerimiz vardı. Bütün yaş grupları (her ne kadar odaları katları ayrı olsa da) bir arada, aynı bina içerisinde yemek yiyorlardı, dolayısıyla akran zorbalığı olma ihtimali olabiliyordu. Yurt ortamında özel mülkiyet anlayışı pek gelişemeyebiliyor. Fakat şimdi Erzurum’da 11 tane çocuk evlerimiz var. Erzurum’da normal apartman dairelerinde olan her dairede 6 çocuğumuzun kaldığı, 3 bakıcı annenin başlarında bulunduğu, komşuları bulunan bir sistemimiz var. Evlerinin önünde toplum içinde olup oynayacakları sokakları var. Okula gitme zamanları geldiğinde yakınlarında okul var. Bakkala markete gidebiliyorlar. Böylece çocuklarımız toplumla iç içe oluyorlar. Toplumsal bir rehabilitasyon anlamında ciddi bir katkısı oldu. Geçen yıl Ramazan’da bir fırında ekmek alacağım sırada ekmek sırasında bizim çocuklarımızdan birini gördüm. Herkes ekmeğini alırken oda sırasını almış ekmek alıyordu, topluma karışmıştı onu görünce çok mutlu olmuştum’ diye konuştu.
‘ÇOCUKLAR KENDİLERİ DE YEMEK PİŞİREBİLİYOR’
Nene Hatun Çocuk Evleri sitelerinin geniş bir arazi üzerinde 18 bin metrekarelik alana kurulu olduğunu belirten ASH İl Müdürü Cemil İlbaş, ayrıca 10 tane de ayrı ayrı evlerin bulunduğunu söyledi. Çocuk evleri sitelerinde küçük çocukların (0-2 ve 2-6 yaş aralığında )evlerinin tek katlı olduğunu, diğer evlerinde iki katlı villa tarzı evler olduğunu kaydeden İlbaş, ''Çocukların aile birlik ve bütünlüğü içinde büyümelerini sağlamak, çocuk koruma sistemimizin temelini oluşturmaktadır. Evlerde yaş gruplarına göre ayrıştırılmış en fazla 10 tane çocuk kalıyor. Herkesin evi, mutfağı ayrı. Çocuklar kendileri de yemek pişirebiliyor. Evin temizliğini beraber yapıyorlar. Kendi öz bakımlarını, kendi alanlarını temizleme anlamında yine aynı şekilde aktif oluyorlar. Bunlar bakanlığımızın da özellikle olmasını istediği alanlar, çocuklarımızın yapmasının istendiği durumlar. Çocuk evleri sitesinin diğer bir avantajı ise, Nene Hatun Sitesinde çeşmemiz var. Çocuklar klasik mahalle tarzında çeşme başında toplanma, oynama kültürüyle yetişebiliyorlar’ şeklinde konuştu.
HER BİR EVE KADIN KAHRAMANLARIN İSİMLERİ VERİLMİŞ
Bu sitelerde bulunan her evin bir adı olduğunu belirten Müdür İlbaş, ‘Kız çocuklarının kaldığı evlerin isimleri özellikle kadın kahramanlarımız olan Zübeyde Hanım, Asiye Ana, Kara Fatma gibi isimlerinden seçildi. Nene Hatun komple sitenin adı. Bu evlerde 0 yaş grubundan başlayıp 18 yaşına kadar çocuklarımız var. Evlerin isimlerini koyarken de özenli davrandık. Mesela Asiye Ana, yani Hz Asiye Firavun’un eşidir ama Firavun’un sarayında Hz Musa’ya koruyucu annelik yapmıştır. Onu korumuştur, büyütmüştür. Atatürk Çocuk Evleri Sitesinde 66, Nene Çocuk Evleri Sitesinde 116 Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezinde 66, Çocuk Destek Merkezinde 20 çocuğumuz kalmaktadır. Dadaşkent semtinde Atatürk çocuk evlerimiz var. Daha çok örselenmiş çocuklarımıza yönelik bir kurumumuz olan Çocuk Destek Modeli (ÇODEM) var. Erzurum’da çocukla ilgili farklı semtlerde 4 ayrı modelimiz var. Korunma ihtiyacı olan yabancı uyruklu tüm çocuklara da aynı hizmetler veriliyor. Bütün çocukları koruma altına almıyoruz, bazı çocuklar ailelerinin yanında kalıyorlar. Koruyucu aile ve evlat edindirme hizmetleri de korunmaya muhtaç çocuklar için uygulanan diğer hizmet modelleridir. Çocuk Koruma Kanunu kapsamında korumaya muhtaç çocuklara yatılı korunma ve bakım hizmeti sunmak, eğer mümkünse korumaya muhtaç çocuğu aile yanında destekleniyor. Çocuklar, hem aileden kopmamış oluyorlar, hem de aileye ekonomik destek veriliyor. Erzurum’un en ücra köyünde olsa da şehir merkezinde olsa da bir aile Sosyo Ekonomik Destek (SED) diye bir uygulamamız var. Erzurum’da bin 800 çocuğumuza bu şekilde destek veriyoruz. Bakım altındaki çocuklarımızdan bazılarını koruyucu aile olmak için başvuranlara evlatlık olarak veriyoruz. 46 koruyucu ailenin yanında 56 çocuk kalmakta, 5 çocuk evlat edinme hizmetinden yararlanmaktadır. Birkaç hafta içerisinde 4 çocuğumuzu evlatlık olarak verdik. Yine de vereceğiz bu ara biraz daha çocuk geldi bu ara bizde hemen değerlendirme yaparak daha önce başvurup 4 yıldır sırada bekleyen ailelerle çocuklarımızı buluşturduk. Çocukların gelişimini desteklemek ve risklere karşı bilinçli ve duyarlı nesillerin yetişmesini sağlamak üzere koruyucu ve önleyici hizmetlere ağırlık verilmekte, çocuklara yönelik riskleri öngören ve gerekli adımları atabilecek mekanizmalar kurulmaktadır. 18 yaşından sonra çocuklarımızı devletin vermiş olduğu haktan yararlanarak eğer liseyi bitirmişse memur, ortaokulu bitirmişse hizmetli olarak çalışabiliyorlar’ ifadelerini kullandı.
’‘ BİRÇOK SPOR DALINDA ERZURUM'U TEMSİL EDİYORLAR’’
Çocukların sportif, sanatsal ve kültürel alanlarda gelişimlerine önem verdiklerini vurgulayan İlbaş, açıklamalaırna şöye devam etti: ''Bakanlığımız, çocuklara yönelik hizmetlerini; çocuğun üstün yararı ön planda tutularak çocuk hakları doğrultusunda aile odaklı yaklaşım önceliği çerçevesinde gerçekleştirmektedir. ASH Spor Kulübümüzde güreş, futbol, kayak, voleybol, badminton, buz hokeyi, güreş, halter spor dallarında çalışmalar yürütülüyor. İl Müdürlüğümüz koordinasyonunda yürütülen sportif faaliyetlerden koruma ve bakım altında kalan çocuklarımız ve engelli bireyler yararlanıyor. Spor kulübümüz birçok alanda derece elde ederek, başarılı çalışmalar sergiliyor. Onların spordaki yetenekleri bizleri gururlandırıyor. Bazen o kadar fazla etkinlik oluyor ki çocuklar hangisine katılacakları şaşırıyorlar. Bu yüzden etkinlik sınırlaması getiriyoruz. Çocuklar hangi alana yetenekliyse yeteneğinin olduğu sportif faaliyetlere yönlendiriyoruz. Her kurumumuzun birkaç sporda öne çıkma durumu var. Buz hokeyi takımımız miniklerde buz hokeyi takımıyla başlıyor. Erzurum’da birçok sporda ili temsil ediyorlar. Türkiye çapında bir takımımız var. Türkiye’de buz hokeyinde ön plana çıkan 3 takım var, birisi de bizim buz hokeyi takımımızdı. Sonrasında bizim buz hokeyi takımında olan çocuklar büyüyünce Narman Spor buz hokeyi takımında oynamaya başladılar. Bizde güreşte ve buz hokeyinde onun alt yapısını oluşturuyoruz. İki yıl önce hentbol alanına girdik. Hentbol da ilk yıl çocuklarımız tur atladılar. Bu sene ikinci ligde oynamaya başladılar. Bu senede yine hentbol da bir tur daha atladılar. Playoff’a çıktı çocuklarımız.''
‘ÇOCUKLARIMIZIN ÖZGÜVENLERİ GELİŞİYOR’
Koruma altındaki çocukların, kayak, yüzme, özellikle Floor Curling’de normal buz üzerinde oynanan Curling’de çalışmalar yaptıklarına değinen ASH İl Müdürü Cemil İlbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ; ‘‘Sanatsal faaliyetlerimiz sürekli devam ediyor. Kız çocukları için el işi, dokuma, engelli çocuklarımız daha çok çanak çömlek alanında çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Bunların dışında dini değerler alanında da eğitimlerimiz oluyor. İki gün önce Palandöken Kaymakamlığı’nda bir iftarımız vardı. Küçük çocuklarımızdan bir tanesi geldi ve “İftar duasını ben yapabilir miyim’ dedi kaymakam beyin de çok hoşuna gitti hadi yap dedi. Bu sefer sesli bir şekilde koro halinde 3 çocuğumuz iftar duamızı yaptı. Çocuklarımızın özgüvenlerinin gelişmesi ayrıca bizleri çok mutlu etti. Zaten bir çocuk gördüğü büyüğüne karşı böyle koşarak geliyorsa gülümsüyorsa çok kestirmeden güzel bir sonuç çıkarabiliyoruz burada. Oradaki bakıcı annelerinde diğer arkadaşlarımızın da çocuklara ne kadar güzel davrandığını da ifade ediyor. Zaten bizi gördüklerinde de hemen koşarak geliyorlar. Bende çok seviyorum çocuklarımızı hepsi pırlanta maşallah’‘
‘HASTALIK DURUMLARINA GÖRE EĞİTİMLER VERİLİYOR’
Otizmli çocukları, eğer anne, baba veya bakıcısı yoksa diğer kuruluşlara aldıklarını söyleyen İlbaş, sözlerini şöyle tamamladı ‘Özel gereksinimli çocuklarımızı engelsiz yaşam merkezi, özel bakım merkezlerimize alıyoruz. Annesinin yanındaysa gündüz bakım merkezimiz var oraya alıyoruz. Anne babası olan çocuklarımız Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda özel gereksinimli bireyler okulunda okuyorlar. Hastalık durumlarına göre eğitimler veriliyor. Kuruluş bakımının zorunlu olması halinde ise çocukların rehabilitasyon süreci sonrası ailesinin yanına döndürülmesi, bunun mümkün olmadığı durumlarda Çocuk Evi veya Çocuk Evleri Sitesi’ne yerleştirilmeleri hedefleniyor.