www.erzurumgunebakis.com / Erdem ARDAHAN
Sanatçı Doğan Hattatoğlu’nun mütevazı atölyesinde staj gören Atatürk Üniversitesi Geleneksel El Sanatları Bölümü öğrencileri, haftalar süren emeklerinin ardından eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Esra Arslan, Meryem Hasanoğlu, Bermal Karakaya, Eda Zorba, Elif Yazıcı, Leyla Topaloğlu, Şükrücan Çavlı ve Merve Özbey’in el emekleri eserleri yer aldı.
Serginin en dikkat çeken yönlerinden biri ise, tarihi maketlerinin yanı sıra Filistin’e ayrılan özel köşe oldu.
Sanatçı Doğan Hattatoğlu, bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri staj çalışmasında 9 öğrenciyle bir buçuk ay süren yoğun bir süreci tamamladıklarını belirtti. Hattatoğlu, “Onlara sadece yön verdik; ölçü aldılar, proje çizdiler, ölçeklendirdiler ve maketlerini yaptılar. İlk başta zorlandılar ama eserler ortaya çıktıkça gözlerindeki hevesi gördüm. Bizim amacımız sadece teknik öğretmek değil, sanatı sevdirmek” dedi.
Bu yılın en farklı hikâyesi ise Elif isimli bir ev hanımına ait. Hattatoğlu, tesadüfen atölyeye gelen ve maket yapmayı çok istediğini söyleyen Elif Hanım’a öğrencilerle birlikte kursa katılma imkânı tanıdıklarını anlatarak, “Cetvel tutmayı bilmeyen biriydi. Ama öyle bir hevesle geldi ki, 6 gün aralıksız çalıştı. Bir maket yaptı ve başardı. Üstelik kurs bitmeden ikinci maketine başladı” dedi.
Doğan Hattatoğlu’nun maket anlayışında bir kural var. Toprağı, taşı nereden ise oradan getirmek. Kabe, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa, Tortum Şelalesi, Aziziye Tabyaları gibi birçok eserin maketini yaparken, o bölgenin gerçek taş ve toprağını kullandığını belirten Hattatoğlu, “Bu bana manevi bir haz veriyor. Erzurum’un tanıtımına katkı sağlamak için yaptığımız çalışmalarda ticaret gütmüyoruz” diye konuştu.
Sergideki öğrencilerden Şükrücan Çavlı, Filistin vurgusunun önemine dikkat çekti.
“8 öğrencinin el emeği maketlerini sergilemek bizim için gurur verici. Ancak Filistin hâlâ gündemimizde ve kanayan yaramız. Bu nedenle sergimizin bir köşesinde Filistin’e yer verdik. Maket sanatında hocamızın eserlerindeki uyumu ve ölçüyü baz aldım. Çalışmamda minik figürlerle empati kurarak, onların gözünden bakmaya çalıştım. Hem gururu hem de üzüntüyü aynı anda yaşadım.”
Sergi, hem tarihe dokunmak hem de Filistin’e gönül desteği vermek isteyen sanatseverler için açık olacak.
