www.erzurumgunebakis.com / Dilan ÇOŞKUN
Günümüzde teknolojinin hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte, bireylerin dijital dünyaya bağımlılığı da giderek artıyor. Bu önemli soruna dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Teknolojinin Pençesinde: Gençler İçin Bağımlılıkla Mücadele Yolları" konferansında, Psikolojik Danışman Muhammed Yavuz Aktepe gençlerle bir araya gelerek teknoloji bağımlılığının nedenlerini ve bu bağımlılıkla nasıl mücadele edilebileceğini anlattı.
Aktepe, bağımlılığın en büyük sebeplerinden birinin, bireylerin yaşadıkları stres ve sorunlardan kaçma isteği olduğunu belirtti. Günlük hayatın getirdiği başarısızlıklar, aile ve arkadaş ilişkilerinde yaşanan problemler ya da romantik hayattaki hayal kırıklıkları, çoğu insanı ekrana yönlendiren temel etkenler arasında yer alıyor. Ancak bu kaçışın, bireyleri rahatlatmak yerine sorunlarını çözmekten uzaklaştırdığını vurgulayan Aktepe, zihnin stres ve kaygı ile başa çıkma konusunda doğal bir mekanizmaya sahip olduğunu ifade etti. İnsan zihni, karşılaştığı problemlere çözüm üretmek için bu kaygıları bir motivasyon kaynağı olarak kullanırken, ekran aracılığıyla bu duyguların bastırılması, kişinin harekete geçmesini zorlaştırıyor.
Teknoloji Bilgiye Açılan Bir Kapıya Dönüşebilir
Teknolojinin bir diğer bağımlılık sebebi ise hayatı kolaylaştıran özellikleriyle birlikte sunduğu geniş boş zaman dilimleri. Günümüzde birçok günlük iş, teknoloji sayesinde daha az zaman ve çaba gerektiriyor. Artan boş zamanın nasıl değerlendirildiği ise kişinin bağımlılığa sürüklenip sürüklenmeyeceğini belirleyen önemli bir faktör. Aktepe, teknolojiyi bilinçli kullanmanın önemine değinerek, bu zamanı sadece eğlenceyle geçirmek yerine mesleki ve kişisel gelişime katkı sağlayacak bir araç olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi. Merak duygusunu kaybetmeyen bireylerin, öğrendiklerini hayatlarına entegre ederek ekranı sadece bir bağımlılık kaynağı olmaktan çıkarıp bilgiye açılan bir kapıya dönüştürebileceğini dile getirdi.
Filtrelenmiş Mutluluklar
Sosyal medya bağımlılığı da konferansın en çok üzerinde durulan konularından biri oldu. Aktepe, sosyal medya platformlarının bireylere genellikle "filtrelenmiş mutluluklar" sunduğunu, insanların yalnızca mutlu ve tatmin oldukları anları paylaşarak gerçeği çarpıttığını söyledi. Bunu gören sosyal medya kullanıcıları ise kendi yaşamlarını başkalarının gösterişli hayatlarıyla kıyaslama eğiliminde bulunuyor. Oysa bu kıyaslama, birey için büyük bir psikolojik baskı yaratıyor. Kendi hayatında karşılaştığı sorunları, sosyal medyada gördüğü mükemmel hayatlarla kıyaslayan bireyler, zamanla bu yanılsamanın etkisiyle kendilerini yetersiz hissediyor ve kaygı, depresyon gibi duyguların içine sürükleniyor. Bu noktada sosyal medyanın bir sosyalleşme aracından çıkıp bireyleri içine çeken bir bataklığa dönüştüğünü belirten Aktepe, bilinçsiz sosyal medya kullanımının ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Bağımlılıkla Mücadele Önerileri
Bağımlılıkla mücadelede en önemli adımın farkındalık kazanmak olduğunu söyleyen Aktepe, teknoloji kullanımının insan hayatında nelere mal olduğunu sorgulamanın gerekliliğini vurguladı.
Aktepe, dijital dünyaya hapsolmuş bir hayat yerine, fiziksel aktivitelerle, yüz yüze ilişkilerle ve bilinçli içerik tüketimiyle desteklenen bir yaşam tarzının benimsenmesi gerektiğini belirtti ve özellikle belirli zaman dilimlerinde teknolojik cihazlardan uzaklaşarak yapılacak dijital detoksların, kişinin teknolojiyle olan bağını daha sağlıklı bir hale getirebileceğini dile getirdi.
Konferans, teknoloji bağımlılığı konusunda farkındalık oluştururken, gençlerin dijital dünyayla nasıl sağlıklı bir ilişki kurabilecekleri konusunda da önemli bilgiler sundu. Aktepe’nin anlatımları, teknolojinin insan hayatındaki yerinin bilinçli bir şekilde belirlenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.