www.erzurumgunebakis.com / Muhammet YILMAZ 

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, beslenme alışkanlıklarının sanılandan çok daha fazla kanser oluşumunda ve yayılmasında etkili olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle sık ve fazla yemek yeme alışkanlığı ile karbonhidrat ağırlıklı diyetlerin, kanser hücreleri için adeta bir "besin kaynağı" oluşturduğu belirtiliyor.

Açlık Süreleri Tümör Gelişimini Yavaşlatıyor

Bu iddiaları destekleyen dikkat çekici bir deney, meme kanseri hücreleri üzerinde yapıldı. Deneydeki canlılar iki gruba ayrıldı: Biri düzenli ve sık beslenirken, diğerine belirli aralıklarla açlık periyotları uygulandı. Sonuçlar oldukça çarpıcıydı. Aç bırakılan grupta tümörlerin büyümesi durdu veya geriledi; buna karşılık düzenli beslenen grupta tümörlerin büyümeye devam ettiği gözlemlendi.

Bu sonuç, kanser hücrelerinin de yaşamlarını sürdürebilmek için uygun besin ortamına ihtiyaç duyduklarını ortaya koyuyor. İnsanlar üzerinde yapılan benzer çalışmalarda da 16 ila 18 saatlik açlık periyotlarının tümör büyümesini yavaşlattığı, hatta bazı durumlarda tamamen durdurduğu raporlandı. Bu da "aralıklı oruç" gibi yöntemlerin yalnızca kilo kontrolünde değil, aynı zamanda hücresel onarım ve hastalıkla mücadelede de etkili olabileceğini gösteriyor.

Doğru Beslenme ile Hücresel Savunmayı Güçlendirmek Mümkün

Uzmanlara göre yalnızca aç kalmak değil, aynı zamanda neyle beslendiğimiz de büyük önem taşıyor. Kanserli hücrelerin en çok glikozla beslendiği bilindiği için, karbonhidrat tüketiminin kısıtlanması hayati görülüyor. Nişasta, rafine şeker, unlu mamuller gibi glikoz kaynağı gıdalardan kaçınılması gerektiği vurgulanıyor.

Bunun yerine, hücre yenilenmesini destekleyen ve bağışıklığı güçlendiren doğal besinlerin tercih edilmesi öneriliyor. Bitkisel protein kaynakları olarak baklagiller, kuruyemişler ve yeşil yapraklı sebzeler ön plana çıkıyor. Antioksidan açısından zengin kırmızı ve sarı renkli sebzeler, serbest radikallere karşı koruma sağlarken; soğan ve sarımsakta bulunan doğal bileşikler, kanser hücrelerine karşı güçlü bir savunma mekanizması sunuyor.

Hazır gıdalar, işlenmiş ürünler ve rafine şekerlerden uzak durmak; mevsimsel ve doğaya uygun bir beslenme alışkanlığı geliştirmek, kanser riskini azaltmak ve genel sağlığı korumak açısından temel stratejiler arasında gösteriliyor.