www.erzurumgunebakis.com / Dilan ÇOŞKUN

Almanya ve İngiltere merkezli araştırmalara göre, kadınlar erkeklere kıyasla çok daha sık ve uzun süre ağlıyor. Uzmanlara göre bu durum yalnızca duygusal değil, biyolojik ve toplumsal nedenlerle de şekilleniyor.

Almanya’da yapılan bir araştırma, kadınların yılda ortalama 30 ila 64 kez gözyaşı döktüğünü ortaya koyarken, erkekler ise yılda sadece 6 ila 17 kez ağlıyor. Kadınlar her ağladığında ortalama 6 dakika gözyaşı dökerken, erkekler için bu süre 2 ila 4 dakika arasında değişiyor. Kadınların yüzde 65’i ağlarken hıçkırdığını belirtiyor, bu oran erkeklerde yalnızca yüzde 6.

İngiltere’de yürütülen başka bir araştırmaya göre ise kadınlar yılda ortalama 72 kez ağlıyor. Her ağlama ortalama 6 dakika sürüyor. Bu da yılda yaklaşık 7 saat 12 dakika ediyor. Ortalama 80 yıllık bir ömür düşünüldüğünde, bir kadının hayatının yaklaşık 24 gününü ağlayarak geçirdiği hesaplanıyor.

Uzmanlar bu farkın sadece kültürel olmadığını, biyolojik etkenlerin de önemli rol oynadığını belirtiyor. Kadınlarda daha yüksek seviyelerde bulunan prolaktin hormonu, ağlama eğilimini artırıyor. Öte yandan, toplumsal rollerin de bu alışkanlık üzerinde etkisi bulunuyor. “Erkek adam ağlamaz” gibi kalıplar, erkeklerin duygularını bastırmasına yol açarken, kadınlar küçük yaşlardan itibaren duygularını ifade etmeleri konusunda daha fazla teşvik ediliyor.

Psikologlara göre, ağlamak bir zayıflık göstergesi değil, aksine sağlıklı ve doğal bir rahatlama yolu. Gözyaşlarının stresi azalttığı, duygusal yükü hafiflettiği bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Uzmanlar, kadın ya da erkek fark etmeksizin, duyguların bastırılmaması ve gerektiğinde gözyaşlarına izin verilmesi gerektiğini vurguluyor.

“Gözyaşları, insan olmanın en doğal yansımalarından biri,” diyor uzmanlar. “Bazen sözcüklere gerek kalmadan, sadece bir damla yaş bile içimizi anlatmaya yeter.”