www.erzurumgunebakis.com / Muhammet Yılmaz
Bankaya depo edilen paranın, işleme gireceği güne kadar çok fazla değer kaybettiğini dile getiren Av. Enes Tatar, devletin bu durumu fark ettiğini ve değişikliğe gittiğini ifade etti.
Tatar, “Son dönemde yaşanan ekonomik zorluklar, kamulaştırma işlemlerini ve bu işlemlerin yarattığı sorunları gündeme taşıdı. Kamulaştırma, devletin kamu yararı doğrultusunda özel mülkiyete sahip taşınmazları el koyması ve bunun karşılığında bir tazminat ödemesi anlamına gelir. Ancak, bu süreçte ortaya çıkan bazı durumlar, tazminat hesaplamalarının ve ödeme yöntemlerinin ele alınmasını gerektiriyor. Kamulaştırma bedellerinin bankaya depo edilmesi ve bu bedellerin banka faizleriyle nemalanması uzun zamandır kullanılan bir yöntemdi. Ancak, son dönemde ekonomik durumun kötüleşmesiyle birlikte banka faiz oranları, gerçek enflasyonun altında kalmaya başladı. Bu da kamulaştırma bedellerinin değer kaybetmesine neden oldu. Devlet bu durumu fark ederek yeni bir düzenleme getirdi. Artık mahkeme kararının kesinleşmesini beklemeye gerek kalmadan, bankada depo edilen kamulaştırma bedeli anında çekilebilecek. Böylece, paranın değer kaybı engellenmeye çalışılıyor. Bununla birlikte, kamulaştırma sonrası taşınmazların belediye tarafından ihaleye çıkarılması ve ihale sonucunda değer kazanması da dikkat çeken bir konu. Kamulaştırma sonrası taşınmazlar, bilirkişi raporlarına göre değerleniyor ve belediye tarafından ihaleye sunuluyor. Bu ihalelerde, taşınmazların değeri katlanarak artabiliyor. Bu durumda, kamulaştırılan mülk sahipleri tazminatlarını alsa da, değer artışı belediye veya diğer alıcıların lehine oluyor. Kamulaştırma işlemlerinin adil ve şeffaf bir şekilde yapılması, mülk sahiplerinin haklarının korunması açısından büyük önem taşıyor. Özellikle, taşınmazların gerçek değerinin gözetilmediği durumlarda vatandaşlar mağdur olabiliyor. Kamulaştırma işlemleri ve tazminat hesaplamaları, ülkeden ülkeye farklılık gösterebilen karmaşık hukuki süreçlerdir.”
“Ekonomik durumların kötüleşmesiyle birlikte eski kararlarda, kararın kesinleşmesiyle ödenmesine diyordu ve kamulaştırma bedeli bankaya depo ediliyordu. Bankaya depo edilen süre zarfında kesinleşme süresi içerisinde devlet bankalarında para muhafaza ediliyordu. Taşınmazların kamulaştırma bedellerinde mahkeme öncelikli olarak bir bilirkişi raporuyla bedel belirliyordu ve bu bedelin bankaya depo edilmesiyle birlikte mahkeme karar veriyordu. Vermiş olduğu kararda, ödenmesi kesinleşmesiyle birlikte bankada depo edilen para da üçer aylık vadelerde hesapta tutuluyordu, yani para nemalanıyordu. Fakat son zamanlarda enflasyonla birlikte birincisi, üçer aylık vadelerle belirlenen faiz oranı gerçek enflasyonun altında kalıyor. Bundan dolayı da para her geçen gün değer kaybediyor. Devlet bunun farkına vardı ve değişiklik yaptı. Mahkeme kararının kesinleşmesinin beklemeden, mahkemenin kısa kararıyla birlikte bankada depo edilen paranın alınabilmesi imkânını getirdiler. Böylelikle para tam anlamıyla değer kaybetmeden işlenebiliyor. Bundan dolayı mevcut karar vatandaşın yararına olabilecek bir düzenleme. Her halükârda bu kamulaştırma, kentsel dönüşümle beraber belirlenen alanı kamulaştırıyorlar. Daha sonra da belediye bunları ihaleye açıyor. İhaleye açtığı zamanki metrekare birim fiyatlarıyla, bilirkişi raporuyla belirlenen metrekare birim fiyatları arasında çok büyük farklar oluyor ve imarda da değişiklikler oluyor. Örneğin, 1 milyar TL’ye kamulaştırılan yer daha sonra belediye tarafından ihaleyle satıldığı zaman 3-5 milyar katlara artırılıyor ve böylelikle çok daha değerli oluyor. Hatta bazen öyle oluyor ki kamulaştırma işlemi tamamlanıp yargı süreci devam ederken ihaleye çıkıyor. Gerçek fark orada belli oluyor. Vatandaş bu durumda mağdur edilmiş oluyor. Çünkü taşınmazların gerçek değeri üzerinden bir kamulaştırma yapılmıyor”