www.erzurumgunebakis.com  / Nejmi AKBAŞ 

Kiralık ev arayışında olanların karşısına son dönemde alışılmadık bir koşul daha çıkmaya başladı. 

Birçok ev sahibi, kira ödemelerini güvence altına almak için artık yalnızca kefil veya finansal rapor talep etmekle yetinmiyor; kiracılardan ayrıca senet de istiyor. Bu yeni uygulama, kiracılar açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek türden.

Görünmez Tehlike: Çifte Borç Riski

Uzmanlara göre senet imzalamak, masum bir “ek güvence” gibi görünse de ileride ciddi bir mali yük haline gelebiliyor. Senetlerin hukuken “kıymetli evrak” kabul edilmesi, bu belgelerin üçüncü kişilere devredilmesi veya ciro edilmesi anlamına geliyor. Eğer senetlerin ne için verildiği kira sözleşmesinde açık açık belirtilmezse, kiracı aynı borcu iki farklı tarafa ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor.

Bu durumda kiracı, bir yandan kira bedelini ev sahibine ödemeye devam ederken, diğer yandan senedi elinde bulunduran bambaşka bir kişiye aynı tutarı yeniden ödeme yükümlülüğüyle karşılaşabiliyor.

Korunmanın Tek Yolu: Her Detayı Yazıya Dökmek

Bu tür durumların önüne geçebilmek için kiracıların atması gereken en önemli adım, imzalanan senetlerin hangi amaçla verildiğini hem senedin üzerine hem de kira kontratına eksiksiz şekilde yazmak.

Emlak uzmanları, her bir senedin arka yüzünde kira ayının ve ilgili adresin açıkça belirtilmesi gerektiğini; ayrıca sözleşmeye “Bu senetler yalnızca kira bedeli içindir ve devredilemez” şeklinde bir madde eklenmesinin şart olduğunu ifade ediyor.

Aksi halde, kiracılar kendilerini tanımadıkları kişilerin karşısında borçlu durumda bulabilir ve uzun bir hukuki sürece sürüklenebilir. Bu nedenle, kiralık ev ararken sadece evin özelliklerine değil, istenen tüm belgelerin içeriklerine ve yasal sonuçlarına da dikkat edilmesi tavsiye ediliyor.