www.erzurumgunebakis.com / Dilan ÇOŞKUN

Erzurum Kültür Yolu Festivali kapsamında kurulan Geleneksel El Sanatları Atölyesinde, Türk-İslam kültürünün en köklü sanatlarından biri olan Ebru, sanatseverlerle buluşuyor. Atölyede çalışmalarını sürdüren Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Kadir Tuzcu, Ebru sanatının tarihinden özüne kadar birçok detayı anlatarak, bu eşsiz sanatın ruhuna ışık tuttu.

“Anı Suda Sabitleyen Sanat”

Kadir Tuzcu, Ebrunun Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan kadim bir sanat olduğunu belirterek, “Ebru, bulut anlamına gelir. Batıda ‘anlık resim’ denilen şey bizde yüzyıllar önce suda sabitlenmiştir. Biz aslında anı dondurmayı 13. yüzyılda yapmışız. 16. ve 17. yüzyıllarda ise Hatip Mehmet Efendi’nin katkılarıyla farklı formlar ortaya çıkmıştır” dedi.

Tuzcu, Ebrunun insanla özdeşleştiğini de vurgulayarak, “Ebru bir daha tekrarı olmayan bir sanattır. Nasıl ki her insanın huyu, sesi, ışığı farklıysa, her ebru da birbirinden farklıdır. Ayrıca insanın yüzde 70’i su olduğu gibi, ebrunun da yüzde 70’i sudur” ifadelerini kullandı.

Çocuklara ve Gençlere Usta-Çırak Geleneğiyle Aktarılıyor

Festival boyunca misafirlerle buluşan Tuzcu, kış aylarında da Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle çocuklara ve gençlere eğitim vermeyi planladıklarını belirtti. Geleneksel usulleri önemsediklerini vurgulayan sanatçı, “Bu sanat usta-çırak ilişkisiyle öğrenilir. Benim hocam Prof. Dr. Abdulkadir Yılmaz’dır, onun hocası ise Fuat Başar’dır. Biz de aynı anlayışla gençlere aktarmaya devam edeceğiz” dedi.

Tuzcu, Ebru sanatının emek ve sabrı temsil ettiğini söyleyerek, “Bu sanat mağruriyeti kabul etmez. Ne kadar çok uğraşsanız da bazen olmaz, tıpkı evde misafir geleceği gün hamurun tutmaması gibi. Ama işin özü sabır ve samimiyettir” sözleriyle Ebrunun ruhunu özetledi.