Talha KOCA
Yılda binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Çifte Minareli medrese, 730 yıllık geçmişi ile duyanlara 'maşalah' dedirtiyor.Sanatın taşa işlendiği işçiliği ile büyük beğeni toplayan tarihi yapı, yıllara meydan okuyor. Cumhuriyet Caddesi mevkiinde Erzurum Kalesinin tam karşında yer alan ve yapımı 1291 yılında tamamlanarak günümüze kadar ayakta kalan büyük eser, tüm yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oluyor. Selçuklu zamanında dönemin Sultanı Alaaddin Keykubad’ın kızı Hüdavent Hatun tarafından yaptırılan bu tarihi yapı, Türkiye’nin en büyük sanat şaheserleri arasında yer alıyor. Ulu Cami’nin hemen yanında yer alan Çifte Minareli Medreseye, Saat Kulesi ve Erzurum Kalesi eşlik etmekte. Saat Kulesine çıkan vatandaşlar, karşılaşmış oldukları tarihi manzara karşında büyülenmekte.
ANADOLU’NUN EN BÜYÜĞÜ
Her biri 26 metre uzunluğunda, iki minareye sahip olan bu tarihi yapı, Anadolu’da yer alan açık avlulu medreselerin en büyüğü olarak bilinmekte. Özellikle uzun ve Çini işlemeciliği ile rengarenk olan iki minaresiyle dikkat çeken bu büyük eser, 2 katlı, 4 eyvanlı olup, 37 adet odaya sahiptir. Bin 824 metrekare alan kurulu bu şaheser birde içerisinde cami bulundurmakta. Uzun ve süslü minarelerine dönemin mimarı tarafından “Allah,Muhammed” ve ilk dört halifenin isimlerini işlemiş. Hemen girişte yer alan Taç Kapıyı saran taşa oyulmuş bitki işlemeleri ve kapının sağ ve solunda yine sağlam bir işçilikle taşa işlenen Çift Başlı Kartal ve Ejder motifleri büyük dikkat çekmekte. Tarihi yapıtı koruyan ve yapıt hakkında bilgi veren uzmanlar, “Ön dış cephede yer alan tamamlanmış hayat ağacı ile kartal motifleri, bir arma olmaktan çok Orta Asya Türk inanışı kapsamında güç ve ölümsüzlüğü dile getirdiği düşünülüyor. Bu tarihi yapıtta oyulan her bir taşın büyük anlamı ve önemi var” ifadelerini kullandı.
KISA KAPILARIN SEBEBİ MANİDAR
Medrese içinde yer alan sınıf niteliğindeki küçük odaların kapıları, normal genişlikte ancak boydan kısa olarak yapılmış durumda. Bu şekilde tasarlanan ve yapılan kapıların kısa olmasının sebebi bayağı manidar. Uzmanlar kısa kapılar hakkında “Sınıfların kapıları bir insanın eğilmeden geçemeyeceği şekilde yapılmış. Sınıfa girmek isteyen her kim olursa olsun, girişte mecbur eğilmek zorunda kalıyor. Bunun sebebi ise, her sınıfta bir hoca ya da alim bulunurmuş. Öğrencileri de girişte eğilip geçerek, hocalarına olan saygılarını belirtmekmiş. Bu durumun alışkanlık haline gelmesi için öğrenciler ve dışarıdan gelen her kim olursa olsun eğilerek o sınıfın hocasına saygı belirtsin diye tasarlanmış” açıklamalarında bulundular.
DİĞER ÖRNEĞİ DE SİVAS’TA BULUNUYOR
Araştırma kitaplarından alınan bilgiye göre; diğer bir örneği Sivas’ta bulunan tarihi şaheserin yapımı, Sivas’ta yer alan örneğinden sonra tamamlanmış. Sivas’taki benzeri eserin büyük bir tahribat geçirdiği ve kapalı alanları yok olduğu aşikâr bir şekilde görülmekte. Erzurum Çifte Minareli Medresenin sağlamlığının aksine, sadece Minareleri ayakta kalan Sivas Çifte Minareli Medrese ise büyük bir tahribatın bilançosu niteliğinde.