www.erzurumgunebakis.com / Dilan ÇOŞKUN
Gelişen teknolojiyle birlikte hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen yapay zeka uygulamaları, zaman kazandırması ve işleri kolaylaştırmasıyla büyük ilgi görüyor. Ancak son dönemde, bu teknolojilerin insan zihnini nasıl etkilediği konusunda çeşitli endişeler gündeme gelmeye başladı.

Günlük hayatta sıkça başvurulan yapay zeka araçları, birçok kişinin düşünme ve üretme alışkanlıklarını değiştirmiş durumda. Kimi kullanıcılar, yazı yazarken, bir fikir geliştirirken ya da çözüm üretirken ilk olarak kendi zihnine değil, yapay zekaya danışmayı tercih ediyor. Bu durum, zamanla bireylerin düşünsel çabasını azaltarak zihinsel tembelliğe yol açabiliyor.

Yapay zekanın sunduğu hazır bilgiler, insanları araştırmaktan ve kendi cümlelerini kurmaktan uzaklaştırıyor. Her işin kısa yolunu sunması, kişisel üretkenliği ve yaratıcılığı gölgede bırakabiliyor. Özellikle gençler arasında “nasıl düşünürüm” yerine “buna ne der” yaklaşımı yaygınlaşmaya başlıyor.

Bu durumun uzun vadede zihinsel refleksleri zayıflatabileceği, bireylerin kendi düşüncelerine güvenmekte zorlanabileceği ifade ediliyor. Teknolojinin bir araç olduğunu unutmadan, onu rehber değil yardımcı olarak kullanmak gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde, yapay zekanın sağladığı kolaylıklar, insanın kendi aklını kullanma becerisini gölgeleyebilir.

Sonuç olarak, yapay zeka hayatımızı kolaylaştırmaya devam etse de, zihinsel çaba ve bireysel düşüncenin yerini almamalı. İnsan zekâsının en değerli yönü olan sorgulama, üretme ve yaratma gücü, teknolojinin konforuna feda edilmemeli.