İki yıldır Erzurum’un gündemini meşgul eden bir konu var: EİT Erzurum 2025 Turizm Başkenti
Geçen yıl gündemimize düşüp bizleri mutlu etmiş olan bu haberin hemen ardından ülkemizi derinden etkileyen Kahramanmaraş Depremi sebebiyle neredeyse bir yıl boyunca gündemimize alamadığımız bu önemli gelişme ocak ayından beri yeniden şehrimizin gündeminde.
İlk başta Valilik bu konu üzerine yoğunlaşmıştı. Yaklaşık üç hafta önce bir koordinatörlük kuruldu ve AKPARTİ eski milletvekillerinden Fazilet Dağcı Çığlık’ın eşi Muharrem Çığlık koordinatörlük görevine getirildi. Kendilerine “hayırlı olsun” dileklerimi bir kez de bu vesile iletmiş olayım.
Cumartesi günü Muharrem Çığlık Beyefendi ile Palandöken’deki bir tesiste tanıştık. STK temsilcileri ile yapılan toplantıda güzel fikirler ortaya atıldı. Ancak Muharrem Bey’in konuşmalarından 2025 yılı organizasyonunun az çok şekillendiğini, “Aralara ne serpiştirebiliriz?”i konuşmak ve bu vesile ile kamuoyunun gazını almak amacıyla bu toplantıların yapıldığını hissettim. Umarım yanlış hissetmiş olurum.
Muharrem Bey, organizasyonu şu beş madde üzerine kurduklarını belirtti:
Orada söz aldığımda 2011 Universiade Kış Oyunları’nın Erzurum’a çok iyi tesisler kazandırdığını ama etkinliğin sürdürülebilirlik noktasında başarısız olduğunu, 10- 15 gün insanların eğlendiklerini ancak halka ve özellikle esnafa bir sonucun yansımadığını, bunun da şehirdeki “turizm” algısına zarar verdiğini belirttim. Öyle ya, biz Türkçe derslerinde “dolaylama” konusunda turizmi “bacasız sanayi” olarak ifade ediyoruz. Erzurum’a gelince bu sanayi de çalışmadı. Halka ekonomi anlamında bir şey yansımadı.
Halk da şimdi 2025’e ön yargıyla bakıyor. “Yine birileri nemalanacak, halka yansıması olmayacak.” kanaatinde olan esnafın, 2025 gibi bir hazırlığının olmadığını yaptığımız saha çalışmalarında görüyoruz.
2025 yılı etkinlikleri planlanırken tanıtıma ve özellikle halkın turizme karşı olan ön yargısını yıkmaya ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bir başka sorunun da şehirdeki denetimsizlik olduğunu belirttim. Sadece 2025 için değil, vatandaşın hak ettiği hayatı daha iyi yaşayabilmesi, şehrin vizyonunun daha da geliştirilebilmesi için denetimlerin düzenli yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Esnafımızın vatandaşla ilgilenmesi, müşteri memnuniyeti gibi hassas konulara yatırım yapılması gerekiyor. Gastronomi gibi bir planımız varsa lokanta, kafe, restoran, kantin gibi işletmelerin temizliklerine, açtıkları servislere, garsonların kılık kıyafetlerine, müşteri ile diyaloglarına dikkat etmeleri gerekiyor. Bunun için Turizm Fakültesi eğitim verecekmiş ama geçmişte de verilmişti, ben sonuca bakacağım.
Şehrin asayişi, trafiği; otel ve apart gibi işletmelerin ciddi şekilde denetlenmesi, gerekiyor. Mevcut turistik tesislerin kendilerini yenilemelerine, oluşturulacak rotalarda uygun yerlere temel insani ihtiyaçların karşılanabileceği tesisler kurulması gerekiyor.
2025 ile ilgili görüş ve önerilerimizi resmi makamlara sunduk, asıl çalışmalarımızı da ihtiyaç görüp istemeleri halinde kendileriyle paylaşmaya hazır olduğumuzu bu vesile ile bir kez daha belirtmiş olayım. Kamuoyunun kanaati, “2011’de devletimiz ciddi kaynak gönderdi şehrimize ama bu adil kullanılmadı.” şeklinde. Kamuoyunun vicdanını rahat ettirecek şekilde hareket edilmesini, en önemlisi yapılacak çalışmaların sürdürülebilir olması için gayret edilmesini diliyorum.