Hazreti Muhammed 'i (SAV) anmak;
Kutlu Doğum Haftası kaldırılarak Mevlit Kandili ile birleştirildi!
Nedenini bilmiyorum ama, bence iyi olmadı…Biz yine gücümüz kadar, bu önemli günü analım.
Kutlu Doğum Haftası kutlamaları önceki yıllarda yoğun bir şekilde devam ediyordu.
Kutlu Doğum Haftasından ne anlamalıyız?
Veya hazreti Muhammed’i anmak nasıl olmalı?
Bence; “herkes,” Yüce Peygamberimizin: AHLAKINDA, YAŞANTISINDA, EMİRLERİNDE, ADALETİNDE, İDARESİNDE/yöneticiliğinde birleşmeyi anlamalıyız.
Öğretiler, konuşmalar bu yönde olmalı!
O ilkeler ve yüce değerler merkezinde anmalıyız.
Bu beş ilkede birleşilse; Ülkemizin, halkımızın, hatta bölgemizin her derdi, her sıkıntısı hallolur.
GEÇEN SENELER, BU HAFTA ÇOK DOYURUCU ANMA VE ETKİNLİKLERLE GEÇMİŞTİ!
Bu günler, çok güzel etkinliklerle, sohbetlerle, hatırlamalarla ve bilgilenmelerle geçiyordu.
Diyanet İşleri Başkanlığımız çok güzel programlar yaptı. Emeği geçenleri kutluyorum.
Hazreti Muhammed’in (SAV) Doğum gününü, haftaya dönüştürülerek kutlanması ne kadar güzel ne kadar hoş idi. Ama ona haftalarda yetmez!
Bu hafta, her düzeyde kutlandı. Devlet düzeyinde de ilgi yeterli sayılırdı.
Tüm medya ilgilendi. Haberler, anılar… Yorumlar...vs.
DEVLETİN Törenleri çok gösterişli ve coşkulu oluyordu.
Aziz milletimizde takip ediyordu, milletin bu tür kaliteli ve Hz. Muhammed ten bahsedilen toplantı ve bilgilere susamıştı /özlemiş diyebiliriz…
Bakalım Yunus EMRE ne diyor, Hz. MUHAMMEDÎ (sav) nasıl özlüyor?
‘’ Araya araya bulsam izini İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasip eylese görsem yüzünü Ya Muhammed canım arzular seni.’’
Yüce Peygamberimizin şanına uygun, en azından ulviliğine ve kutsallığına paralel bir hava esiyor ve saygılar sunuluyordu.
Bazı yetkililer orada idiler. Güzel ve doyurucu birer konuşmada yaptılar. Bu konuşmada Hazreti Muhammed’in (SAV) emirlerinden, hedeflerinden, birlik ve beraberlikten bahsettiler.
Önceki yıllarda olduğu gibi, iktidar ve muhalefet bu kadar yakın oluyor, hatta ortak fikir ve görüşte buluşuyordu.
Demek ki Hz. Muhammed’ in adını anıp emirlerini tekrarlamak; İnsanların ve toplumun yanında, Siyasileri dahi yan yana getirip, daha ılımlı ve daha hoş görüşlü yapabiliyor.
Kısacası, O’nu hatırlamak; zıt fikirli siyasileri bile, hedefte, söylemde birleştiriyordu. İnşallah bu yılda bir araya gelirler ve bu yakınlaşma uzun sürer veya devamlı olur.
İnşallah bu resmî törenler bu yıl daha anlamlı ve coşkulu olur!
Çok şükür bu kutlamalar geçmişte ülkemizde yaygın bir şekilde kutlandı. Tüm İslam ülkelerinde de kutlanıyor.
Bunun İslam birliğine ve dayanışmasına katkıları küçümsenemez.
Bu sosyal, toplumsal ve sosyokültürel beraberlik /paralelliğin yararı; uluslararası ilişkilerde de zaman, zaman görülüp meydana çıkıyor… Ama bunlar yetmiyor.
ETKİN OLUP DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLMAK İÇİN:
Özde, temelde tüm İSLAM ÜLKELERİ yüce Peygamberimizin AHLAKINDA, YAŞANTISINDA VE İDARESİNDE birleşip yolunda gitmeleri lazım…
İşte o zaman İSLAM ÜLKELERİ KURTULUR, kalkınır ve ayağa kalkarlar. Diğer devletlerin kıskancından/cenderesinden çıkarlar…
ÖZLENEN BU AHLAKA VE YAŞANTİYE ULAŞMAK DİLEĞİYLE
Hoşça kalın, yazı devam edecek. Uz. Dr. Ayhan YİĞİT
