Ömer KOZ


Akbaba ile Çaylak Hikâyesi

Akbaba ile Çaylak Hikâyesi


Bir akbaba, çaylağın birine; “Uzağı görmekte benden üstün kuş yoktur.” dedi. Çaylak buna itiraz etti; “Söylemekle olmaz. Havalan bakalım, ovanın et­rafında ne görüyorsun, anlat!” Bunun üzerine akbaba, bir günlük yol tutan yükseklikten aşağılara bakarak gururla söylendi; “İnanır mısın, ovanın tam ortasında gövermiş bir buğday tanesi görüyorum.” Çaylak, bu işe şaştı kaldı. Dayanamadı, havalanıp yukarıdan aşağı doğru birlikte süzülmeye başladılar. 

 

Akbaba tam tanenin yanma gelmişti ki ayağı ipten tuzağa yakalandı. Boşuna debelenmeye başladı. Zavallı akbaba, taneyi yemek düşüncesiyle inerken, feleğin ayaklarına kement attığını bilemedi. Her sedef nasıl inci tutamazsa, her nişancı da daima hedefini vuramaz. Neyse çaylak, debelenen akbabayı görünce öğüt verici bir dille konuştu; “Yahu sen, düşmanının tuzağını fark edemedikten sonra taneyi görmüşsün, ne fayda!” Ne yapsın akbaba. Boynu kemendin içinde başlamış yakınmaya; “Kaderden kim kaçabilmiş ki ben de kaçayım!”

 

Ecel, akbabanın kanına kastedince; kaza, keskin gözlerine perde çeker. Kıyısı görünmeyen denizde, yüzücü boşu boşuna gururlansın dursun, ne fayda!”

 

Akla, İyiliğe, Saltanata ve İnsana Dair

Cömert insan zaten kemal sahibidir. Altını yoksa bu, onun için noksanlık sayılmaz. Ekmek bulamadığı zamanlarda bile eli bol kimsenin, gönlü eskisi gibi zengindir. Ama isterse Karun kadar zengin olsun, alçak adamın huyu değişmez. İyilik, tarlaya; para, ekine benzer. Sen cömert ol ki, tarlan ekinle tamamlansın. 

 

Topraktan insan yaratan Yüce Allah, insanın iyilik ve cömertliğini asla unutmaz. Paranın saklamakla artacağını sanıyorsan aldanıyorsun. Çünkü durgun su, fena kokar. İyilik yapmaya gayret et sen. Zira iyilik bulutları, yalnız akarsulara yardım eder. Değersiz insanlar, makam ve mevkiden düştüler mi, bir daha da toparlanamazlar. 

 

Sen değerli bir cevhersen, gam yeme; zaman, seni zayi etmez. Yere düşen keseye, kimsenin baktığını görmezsin. Fakat makasın ağzından bir zerre altın düşecek olsa, herkes onu mumla arar. Taştan, sırça çıkarırlar da, aynayı pas içinde hiç bırakmazlar. İnsana hüner, fazilet, din ve kemal gerek. Makam, mevki, para ise gelip geçicidir.

(Bostan ve Gülistan'dan)