Yürü yürü yalan dünya
Yalan dünya değil misin
Yedi kez boşalıp yine
Dolan dünya değil misin
sözleriyle dünyanın ne kadar geçici ve yalan olduğunu dile getiriyordu Yunus Emre.
Dünya için kırmadığımız kalp yok.
Dünya hayatı için nasıl da uykuya dalmışız.
Her gün dünya hayatının içinde kaybolup gidiyoruz.
Gerçeği bırakıp yalanın peşinden sürüklenip giden bizlere Veysel ne de güzel karşılık veriyor:
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır
Ve bozkırın türkü ustası Neşet Ertaş da dünya için şöyle diyor:
Sen ağladın, canım, ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım, boşuna kandım
Rengi gözümde solan dünyada
Nice hayaller kurarız ve planlar yaparız. Ancak plânların ve hayallerin hakiki sahibini unutur, gafilce oyalanırız. Birbirinden güzel hayatlarımızın olması için birbirimizle yarışıp durdukça yaş gelir ve geçer, kıyıya vuran gemiler gibi çaresizce oturur ve geçmişe pişmanlık yaşarız.
Geceler ve gündüzler boyunca dünya hırsı için çalışır, sağlığımızı düşünmeden dünya serveti elde etmeye çalışırız. Dünya serveti elimize geçince bu kez bu serveti sağlığımıza kavuşmak için harcamaya başlar, nafile geçen günlerin intikamını gittikçe hırslanan bir ateşle içimizde yaşarız.
Ve Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de bizlere ilettiği şu ayeti hep unuturuz:
Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi! (Ankebut/64)
Şiirimizde dünyayı sıkıntı ve belâ yeri olarak gören, dünyanın kötülüğünden bahseden diğer bir isim de Mevlâna’dır. Nitekim dizelerinde şöyle der:
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Ve bu sözleri destekler bir cevap da Karacaoğlan’dan gelir:
Yürü bire yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekine misal
Seni eken biçer bir gün
Yalan dünya ve dünya malı ile ilgili dizelere Pir Sultan Abdâl şöyle devam eder:
Dünya benim diye göğsünü germe
Dünya kadar malın olsa ne fayda
Söyleyen dillerin söylemez olur.
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda
Âşık Murat Çobanoğlu ne de güzel dile getiriyor:
Böyle midir dünya senin bütün işlerin
Var git dünya daha sana güvenmem
Kâr yerine çoktur bana zararın
Var git dünya daha sana güvenmem
Biçare Kerem'i yandırdın nara
Arzu, Kamber için kaldı avara
Ferhat az mı külünk vurdu dağlara
Var git dünya daha sana güvenmem
Çok yiğidi sen caydırdın ahdından
Çok güzele ah çektirdin bahtından
Çok sultanı sen indirdin tahtından
Var git dünya daha sana güvenmem