Günümüzün en büyük problemlerinden biri duygusal açlık.
Açlık sözlük anlamı ile yeme arzusu getiren bir his anlamına gelmektedir.
Birşey yeme ya da yemeyi istemek.
Duygusal açlık nedir?
Kişinin bazı besinleri o an fizyolojik veya sosyolojik gereksinim duymamasına rağmen yemesine neden olan bir durumu ifade eder.
Çoğu zaman birşeyleri bastırmak uğruna birşeyler yeme isteğimiz doğar.
Onları içimize gömmek istercesine yemek yeriz.
Burdaki sebep olan en önemli faktör ise duygusal açlıktır.
Aslında sevgiye, saygıya, anlaşılmaya veya merhamete, ilgiye açlıktır.
Yiyerek o duygularla başa çıkmak istenir.
Savaşmak bastırmak için uğraşılan bir yoldur.
Duygusal açlığı olan kişilerin erken çocukluk dönemlerinde anneleri tarafından sakinleştirilmek için de beslendikleri düşünülebilir.
Bu tarz beslenen çocuklar açlık - tokluk gibi içsel uyaranları tanımlayamazlar.
Bu nedenle de yetişkin birey olduklarında rahatsızlıl veren gerilimde yemeye yönelirler.
Her türlü stres durumunda öncelikle yeme davranışı akla gelir.
Duygusal açlık durumu bizi duygusal yönden savunmasız hale getirebilir.
Küçüklükten itibaren bu sevgiyi ebeveynlerinden alamayan birey isteyerek veya istemeden dışarıdan bunu karşılamaya çalışacaktır.
O boşluk hissini belki de kötü emelleri olan manipülatif insanlar tarafından kullanılarak kapatacaktır.
Genç, aileden uzaklaşma, özgürleşme isteği olduğundan dolayı ; ailenin seçtiği yemekler yerine kendi seçtiği yemekleri kendi ortamında yemeye yönelir.
Yemek siparişleri, abur cubur yemek arkadaşlarla topalanıp atıştırmalar yemenin açlık- toklukla ilişkisini keser.
Dizi seyrederken, arkadaşlarla takılırken odada yalnız ve mutsuz hissederken gibi değişik duyguların yoğunluğuna ve ortam durumlarına bağlı olarak bir yeme başlar.
Yedikten sonra geçiçi bir rahatlama ve mutluluk yaşarsınız ancak kısa sürer.
Bu süre de gereksiz yemelerden dolayı kilo alımı başlar.
Vucüt şekil bozukluğuyla baş etmeye çalışır bu sefer de genç.
Bedeni üzerinde kontrol kurarak hayatını, duygularını çevresini kontrol edebileceği yanılsamasına düşer.
Bedeni kontrol etmek için ağır diyetlere başlar.
Öfkesini bedenine yöneltip onu cezalandırmak ister.
Bu da diyete bağlı duygusal yeme bozukluğunu tetikler.
Hasta diyet yaparken vucüdunun ihtiyacı olan gıdaları alamadığı için be bu alınamayan besinleri telafi edebilmek için aşırı heme davranışının ortaya çıktığı durumdur.
Ergenlikte yeme bozukluklarının kapısını açan en sık duygusal yeme şeklidir.
Tüm olumlu ve olumsuz duygular birbirini tetikler.
Anlık stresi azaltmak için karbonhidrat ve yağlı besinleri kullanır.
Serotonin mutlu hissetmenize yardımcı olur.
Beynimizin anlık ödül olarak yemek yeme davranışını durduramaması bu nedenledir.
Yağ bakımından zengin besinler stres düzeyinin düşmesini sağlar.
Kaçış teorisine göre duygusal yeme ve aşırı yeme davranışı, birey için olumsuz duygular yaşatan ortamlardan bir kaçış mekanizmasıdır.
Zor durumlarla başa çıkmanın bir yolu olarak yemeğe yönelirsiniz.
Duygusal boşluğu doldurmak için yemeğe sarılırsınız.
Kendiniz meşgul etmek ve dikkat dağıtmak için yersiniz.
Kendinizi ödüllendirmek veya cezalndırmak için yersiniz.
Birde haz almak için yeme vardır.
Koku ve dış görünüşten dolayı duyulan yeme isteğidir.
Duygusal yeme sorunu olan birisi kendini ve bedenini beğenmez, kilosuyla ve görünümüyle ilgilidir.
Bazen kendine yabancılaşır bile.
Nasıl başa çıkabiliriz?
Hangi durumda yemek yemeye daha çok eğilimli olduğunuzu anlayın.
Duygularınızı tanımlayıp onları anlamak için uğraşın.
Spor yapmak, meditasyon yapmak, hobilerle ilgilenip kendinizi mutlu ve meşgul edin.
Aynı zamanda bir bir psikolog ve diyetistenle süreci yönetmeliyiz.