Türkiye'de ki eğitim sistemi , 1739 sayılı milli eğitim temel kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti anayasası çerçevesinde şekillenmektedir.
Amacı bireylere bilgi, beceri ve değerler kazandırırken onları topluma faydalı vatandaşlar yapmaktır.
Ülkemizde eğitim süresi 4 yıl ilkokul 4 yıl ortaokul 4 yıl lise toplam 12 yıl süreyle zorunludur.
Liselere ve üniversitelere geçişler merkezi sınav sonuçlarına göre belirlenir.
Bu durum, eğitim sisteminin sınav odaklı bir yapıya sahip olduğunu gösterir.
Lise ve ortaokul çağlarında ki öğrenciler ise sınav stresi, derslerle uğraşırken aynı zamanda çevresel, aile ve psikolojik etmenlerle de baş etmeye çalışırlar.
Birçoğu hayali ne ya da neresi olduğunu bile farketmeden üniversiteyi bile bitirmiş olabilirler.
İlkokul, ortaokul hatta lise de daha çok olmak üzere hep hayallerinizi takip edin derler.
Peki ya o hayaller için okullar, aldığımız eğitimler yardımcı olur mu?
Ailelerin isteği, çevrenin isteği onun bunun isteği derken sahi kendi isteğimize , hayalimizi mi gerçekleştiriyoruz?
Evet okullarda herkese aynı eğitim veriliyor.
Ama herkes aynı hayale, isteğe mi ulaşmak istiyor?
Ya da herkes aynı seviyede mi?
Geçenlerde belki sizde görmüşsünüzdür bir video da rast geldim; yaşları küçük öğrenciler bir sınıfta araba parçaları ile ilgili bir eğitim alıyorlardı.
Gerçekten mutlu ve istekli görünüyorlardı.
İstedikleri ya da yatkın oldukları mesleği küçük yaştan öğrenmeye başlıyorlardı.
Bu sayede onlar hangi mesleğe yönelimlerinin olup olmadığını erken zamanda fark edeceklerdi.
Bu öğrenim tarzına sahip akıllara gelen birçok araştırmaya konu olmuş ve sonuçlarında da dünyada uygulanan en iyi eğitim sistemine sahip ülkeye Finlandiya'ya gelin bizde yakından bakalım.
Onları en iyi eğitim sistemi sahibi yapan nelermiş?
Öncelikle bu başarısı çeşitli sebeplere de bağlıdır.
Farklı okullarında öğrenme sonuçlarında ki farklılıklar yok denecek kadar azdır.
Okul öncesi eğitim, aynı zamanda kapsamlı eğitim de denen temel eğitim ve lise eğitimi ücretsiz, yüksek öğretim de çogunlukla ücretsiz.
Amaçları ise ailenin gelir düzeyi ne olursa olsun herkesin yüksek kaliteli eğitim alma konusunda eşit fırsatlara sahip olması.
Hemen hemen bütün okulları devlet okuludur ve hepsi devletten eşit malı desteğe sahiptir.
Bu da Finlandiya da ayrıcalıklı okul olmadığı anlamına gelir.
Tüm çocuklar özel kabul edilip sınıflar farklı bilgi düzeylerine sahip farklı öğrencilerle birleştirilir.
Bu sistem her öğrenci için ayrı bir bireysel eğitim planı yardımıyla çalışır.
Her çocuk kendi yetenek ve başarı düzeyine göre kendi notu nu alıyor.
Sınıfları 20 kişilik mevcudu geçmiyor.
Haftalık 19-30 saat dersleri 45 dk olmak üzere ders işliyorlar.
Ödev vermiyorlar bu süreci hobileri için ayırmasının stres üzerinde olumlu etki yapacağını düşünüyorlar.
Eğitim sistemimizde eksikler iyileştirilerek veye giderilerek öğrencileri kazanmak mümkün gözüküyor.
Gerek öğrenci, veli, öğretmen ve devletin bütün bir şekilde çalışmasıyla olacaktır.
Öğrencilerin temel eğitimin yanısıra ilgi alanları ve farklı yetenekleri de göz önüne alınmalıdır.
Sonuç olarak ; Türkiye'de ki eğitim sistemi sürekli değişim ve gelişim içinde olan dinamik bir yapıdadır.
Güçlü yönleri de vardır, iyileştirilmesi gereken yönler de.
Eğitim sistemin de ki sorunlar benim senin değilde hepimizin çözüme ve sürece destek olması gereken bir sorundur.
Tüm paydaşların ortak çalışmasını gerektirir.
Bireyi topluma kazandırmanın en iyi yollarından biri de eğitimden başlar ve geçer.