Abdurrahman ZEYNAL


ERZURUM OVASINDA HİÇ GEZDİNİZMİ?

ERZURUM OVASINDA HİÇ GEZDİNİZMİ?


Coğrafya kaderdir. Bu ifade son yıllarda her ortamda kullanılır oldu. Anlamadığım şey ise bu ifadeyi kullananlar acaba yaşadıkları coğrafyayı ne kadar biliyor? Görüyor? Geziyor….

Yukarıdaki sorular aklımda sıralanınca soruların cevaplarını aramak için yola çıkıp yeni otobüs terminalin karşısında arabamı park edip hem muhteşem temiz havayı teneffüs etmek hem de olağan üstü güzellikleri seyretmek için yürümeye başladım.

Etraf sessiz… Yoldan geçen tek tük otomobiller sessizliği bozsa bile yeşillikler içinde yürümek insan ruhunu dinlendiriyor.
Evet, Erzurum ovası 70x35 kilometre genişliğinde bir düzlüktür. Havaalanı ve otobüs terminali tam ovanın merkezinde yer alırlar.

Tarihi köyler birbirlerine yakın bu verimli ovanın vaz geçilmez insan kaynağını oluşturuyor.

Bir zamanlar buralar Karasu bataklığının olduğu yerlerdi. Baharla birlikte büyümeye başlayan ciller, kamışlar sonbaharda toplanır kış boyu köy odalarında hasır tezgâhlarında dokunarak sergi yapılırdı.

Bir zamanlar bu ova kuş cennetiydi. Seyyahlar bu ovada Karasu bataklığı çevresinde yüzlerce kuş türünün var olduğunu gözlemlemişlerdi.

Bu ova aynı zamanda göçmen kuşların göç yolu üzerinde idi. Mevsimine göre kuşlar bu ovada muhteşem görsel şölenlere sebep olurlardı.

Bu duygularla çevreyi gözlemlerken Palandöken dağlarını, Kargapazar dağlarını, Mescit, Kop, Dumlu, Gâvur dağlarını uzaklardan seyrederek geçmişte yaşanmış acı savaşları ruhumun derinliklerinde hatırlıyorum.
Bir tarafta hayırsever insanların inşa ettirdiği köprüler insanlara geçit verirken ecdadın mirasları gözümün önünde geçiyor ve nerede bu hayır sahipleri diye yapanlara dua ediyorum.

Soğukçermik Tufanç arasında Feruz Bey köprüsü derin düşüncelere beni götürürken 17. Yüzyılda inşa edilmiş Mülk Köprüsü üzerinden etrafı seyrediyorum.

Az ileride inşa edilmiş Tifnik köprüsü göz kamaştırıyor.

Eğer batıya doğru giderseniz Karasu köprüsü sizleri karşılayacak ve üzerinden asırlardan beri geçen insanların macerasını belki kulaklarınıza fısıldayacaktır.

Tabi Tifnik köyünün güney tarafında bulunan iki tarihi çeşmede görülmeye değerdir. Asırlardır lülelerinden su akıtan çeşmelerimizde ovaya ayrı bir renk katmaktadır.

Adını soğuk vermişten alan şimdilerde etrafı kapatılmış çermiğimiz görmek eğer isterseniz birazda yüzmek ruhunuzda varsa girebilir yıkanabilirsiniz. Tabi Akdağ köyünde bir zamanlar inşa edilen ve yarım kalan hamamda başka bir güzelliktir.

Ovanın içinde cömertçe yeryüzüne çıkan artezyen suları ve tak başına garip bir şekilde sularını cömertçe akıtan yanlı çeşmede bir başka görseli oluşturmaktadır.

Evet, değerli dostlar insan kendi coğrafyasını bilmesi, oranın havasını teneffüs etmesi değerlidir. Kıymetlidir. Çünkü yenilmez ordular, cihangir komutanlar, bu ovadan geçmişlerdir.

Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, 4. Murat ve Mustafa Kemal Atatürk de bu ovadan geçen kahramanlar olmuşlardı.
Sonuç olarak görmediği halde Erzurum için şiir yazan Nazım Hikmetin dizeleri bize bu tarihi şehri ve insanlarını en güzel şekilde tanımlamaktadır.

Şair dizelerinde 
“Erzurum'un kışı zorludur balam, 
Buz tutar yiğitlerin bıyığı.

Erzurum'da kaskatı, dimdik ölür adam, 
Kabullenmez yılgınlığı.”