2018 yılıydı. Büyük kızım henüz 7 yaşındaydı. Ailece dışarıda yemek yemek istedik ve Yenişehir’deki meşhur kebapçılardan birine girdik. Biraz sonra yemeklerimiz geldi ve 7 yaşındaki kızım, garsondan bıçak istedi. Garson da bıçaklarının olmadığını söyledi. Kızım da garsona sordu:
Garsondan beni hayrette bırakan bir cevap geldi:
Aile olarak bu cevaba şaşırmıştık. Öncelikle 7 yaşındaki çocuk, “gevrek” kelimesini acaba biliyor muydu? Kızım bu kelimenin anlamını cümlenin akışından mı çıkarmalıydı, yoksa işletmenin tavrından mı? Asıl önemli olansa şehrin tanınmış mekanlarından birinde modern işletmelerde olması gereken bir araç sofraya konmuyordu.
Çünkü bunu talep eden bir halk yoktu.
Çünkü işletme ihtiyaç duyup da almamıştı.
Çünkü işletmenin hedefleri yerel halkla sınırlı kalmıştı.
Çünkü turizm ve gastronomi hakkında fikri veya altyapısı yoktu.
Çünkü şehri önemseyen ve işini güzel yapan denetim mekanizmaları yoktu.
Çünkü şehir yönetiminin turizm planı ve bu plana yönelik bir çalışması bile yoktu.
Daha sonra yakındaki bir tatlıcıdan bıçak getirilerek sorun çözüldü. Ben de sosyal medya hesabımda “Siz Hiç Gevrek Kebap Yediniz mi?” başlığıyla paylaşmıştım. Aradan 2 ya da 3 sene geçtikten sonra aynı mekâna bir daha gitmiş ve kasıtlı olarak bıçak istemiştim. Sonuç maalesef değişmemişti. Şimdi ne durumdadır, bilmiyorum.
Bu olayı neden anlattım?
Geçen hafta Erzurum Valiliğinin talimatıyla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün kontrolünde bir whatsapp grubu kuruldu. Dernek başkanları gruba eklendi ve bizden “2025 Erzurum Turizm Başkenti” isimli program için görüş istendi. Meğer üniversitelerle ve STK’lerle görüşülmüş, bir şablon hazırlanmış, derneklerin de görüşleri sorulmuş. (Bu arada STK ve dernek ne demek? Dernekler STK olarak görülmüyor mu? Derneklerin STK olabilmeleri için kriterler nelerdir? Bunları da sormadan edemiyorum.)
Erzurum Valisi Sayın Mustafa Çiftçi Beyefendi’nin “derneklerin fikirlerini alma” konusundaki hassasiyetine teşekkür ediyorum. Erzurum yıllardır aynı isimlerle toplantı yaptı ve onların sundukları fikirlerle yolunu çizdi. Fikri alınanlar da kendi menfaatleri, birikimleri ve ufukları ile şehrin kaderini çizdi. Vali Bey’in farklı fikirleri önemsemesi beni Erzurum’un geleceği açısından umutlandırdı. Şimdi raporumuzu hazırlıyoruz. Umarım çizilen plana sunacağımız eklemeler ve yeni fikirler ciddiye alınır.
Erzurum, 2025 yılında EİT ülkeleri içerisinde yapılması planlanan turizm çalışmalarına ev sahipliği yapacak. Bu çalışma Erzurum açısından çok büyük bir fırsat. Erzurum, bu organizasyon ile bir prova yapıp turizmde çıtayı yükseltebilir. Şapkamızı önümüze koyup önce artı ve eksilerimizi incelemekle başlarsak bir yıl gibi koca bir zamanımız var. İşe, öncelikle şehirdeki algıları değiştirmekle başlamak lazım. Zira halkın olmadığı hiçbir çalışma uzun vadeli ve başarılı olamaz. Halka, 2011 ve 2017 yıllarındaki organizasyonlarda olduğu gibi sadece seyircilik rolü biçerseniz onlardaki gibi olumsuz sonuç alırsınız. Çok büyük yatırımlar yapıldı ama maalesef sürdürülebilir bir turizm faaliyeti oluşturulamadı. Bunun en büyük sebeplerinden biri halkın pasif kalması, bir diğeri de Kültür ve Turizm Müdürlüğünde turizm konusunda yetişmiş bir yöneticinin olmamasıdır. Şehirde otel, yurt, pansiyon, apart; lokanta, kafeterya, esnaf; taksi, dolmuş, otobüs ve tur şirketlerinin denetime tabi tutulmaması ve bunların standartlara uyup uymadığının kontrol edilmemesi de turizm konusundaki en büyük eksiklerimizdendir. Bunların da (ahbap çavuş ilişkisinden arınarak) ciddi şekilde denetlenmesi gerekmektedir. Erzurum esnafının durumu maalesef yazımın başında anlattığım olayla özetlenmektedir. Birkaç yarı düzgün örneğe bakıp tüm şehri aynı çizgide görmek gerçeği saklamak olur. Gerçeklerin de bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. En doğrusu radikal kararlar alıp onları hayata geçirmektir.
Bir de tesisleşme çalışmaları ne durumda diye bakmak lazım. Swot analizleri yapıldı mı? Analiz sonuçlarının değerlendirilmesi neticesine göre 2024 yılında eksikler tamamlanmalıdır.