Kırmızı gül demet demet
Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Balam nenni, yavrum nenni
Sevda değil bir alamet
Balam nenni, yavrum nenni
Der bir Erzurum türküsü.
Türkünün oldukça güzel bir hikâyesi var:
Oldukça eski bir türkümüz olan bu acılı türkünün yakıldığı dönem Osmanlının coğrafi açıdan geniş topraklara hükmettiği bir döneme denk gelmektedir.
Anadolu’ dan hazırlanan ticaret kervanları İpekyolu üzerinden geçerek Revan yani bugün ki Ermenistan’ın baş kenti Erivan üzerinden de işlemektedir, yollar uzun meşakkat fazla, hasret büyük, her yapılan seferin bir sonrakinin hazırlığını oluşturduğu bu seferlere hikayemizin Mehmet isminde henüz bıyıkları yeni terlemiş gencecik bir adam da dahil olmuştur.
Şu koca dünyada anasından gayrı kimsesi olmayan ve anasına düşkünlüğü diller destan olan Mehmet anasını öyle sevmektedir k, her gün geçimlerini sağlamak için ekip biçip mahsulünü sattıkları küçük tarlalarından dönerken yolda gördüğü kırmızı gülleri toplayıp anasına getirmektedir.
Mehmet’in anası için topladığı bu güller o kadar güzeldir ki bakanın içini açmakta ve sanki Mehmet’in bunları hususi olarak yetiştirdiğini sanmaktadırlar.
Nitekim zaman içinde gelip geçen kervanları gören Mehmet, kervanlara heveslenir kendi ürünlerini de o kervanda Revan’a götürmek ister. İlkin buna razı olmayan anası tek evladının oğlunu bu fikrinden vazgeçiremez ve Mehmet kervana katılarak yola çıkar.
Her seferinden daha uzun bir zaman geçmişse de kervanın geri dönüşü oldukça uzun zaman almış, Mehmet’in anası hasret kaldığı gül kokularıyla birlikte oğlunun yolunu beklemeye başlamıştır.
Uzun bir zaman sonra geri dönen kervan içinde maalesef Mehmet yoktur. Yolda kervan ahalisinin büyük çoğunluğu veba hastalığına tutulmuş, çoğusu da ölmüştür. Ölenler arasında anasının tek oğlu Mehmet’te vardır. Kederli annenin o kervan kalabalığı içinde yavrusunu sora sora tekrar tekrar arayışı ise geçen onca zaman rağmen hiç unutulmayacak bir acıyı ele verecek acılıktadır.
Zavallı çocuk, tutulduğu bu amansız hastalıktan kurtulamamış, cansız bedeni yol üstünde bir ağacın altına defnedilmiştir.
Bu acılı türkü de o yüreği yangın yerine dönen ananın dilinden söylenmiştir:
Kırmızı gül her dem olmaz
Kırmızı gül her dem olmaz
Yaralara merhem olmaz
Balam nenni, yavrum nenni
Yaralara merhem olmaz
Balam nenni, yavrum nenni
Ol tabipten merhem gelmez
Ol tabipten merhem gelmez
Şol revan’ da balam kaldı
Yavrum kaldı, balam nenni
Şol revan’da balam kaldı
Yavrum kaldı, balam nenni
(Kaynak: Erzurum İl Kültür Müdürlüğü)