Abdurrahman ZEYNAL

Tarih: 23.09.2024 17:01

ERZURUM'DA BİRDE PELİT MEYDANI VAR İDİ

Facebook Twitter Linked-in

Yaylada bir şehir, başı dumanlı, etrafı karlı .... 1850 metrede kartal yuvası... Pek çok komutanın, yenilmez orduların geçtiği yer...
İç kalesi halen sağlam. Değişik zamanlardaki onarımlarla günümüze kadar geldi. Dış kale surları ise ne yazık ki yıkıldı. Taşlarıyla Aziziye, Mecidiye, Hamidiye, Ester Williams, Küçük ve Büyük Kiremitlik tabyaları, Taş Ambarlar yapıldı. Geriye kalanlar ise Erzurumlu aileler tarafından ev yapımında köşe taşı olarak kullanıldı. Dış kale sur taşları böylece yok oldu gitti. 
Pelit Meydanı dış kale surlarının kuzey batı tarafında bulunuyor. Bölge tarihte; sulak, çimenlik, Boyahane, Bakırcı, Cennet ve diğer çeşmelerinden gelen suların suladığı bir çayırlık idi.
1900'lerde Şerif Efendi bugünkü İnönü İlkokulu ve çevresinde Millet Bahçesini inşa ederken Kalenin kuzeyindeki bu çayırlık alanı ıslah ederek meydana çevirdi. Sınırları içinde halkın kullanacağı pelit ve benzeri orman ürünlerinin satılmasına karar verildi. Böylece ormanlarla kaplı ilçelerden getirilen kışın sobalarda, şöminelerde yakılan pelit odunlarının satıldığı bir meydana dönüştürüldü.. Pelit ağaçlarının satıldığı yer anlamına gelmek üzere "Pelit Meydanı" ismi verilerek günümüze kadar geldi.....
Yıllar içerisinde Pelit Meydanının ortasında kesme taştan bir çeşme inşa edilmiş etrafında insanların oturacağı mesire alanı oluşturuldu.... Ancak 1950'lerden sonra çeşme yıkılarak yerine günümüze kadar gelen değişik sanat yapısı içeren çeşmeler inşa edildi.. 
Ancak bu bölgede bizim açımızdan üzücü tarihsel olaylar yaşandı. 1828-29 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda şehir işgal edildi. Tarihi dış kale surları Ruslar tarafından yıkılarak Bakırcı Mahallesine giriş-çıkışı kolaylaştırmak amacıyla kapı açıldı. Halk bu kapıya "GAVUR Kapısı" adını verdi. Surlar yıkılınca bu kapıda yıkıldı. 1950'lerde kale surlarını içine alacak şekilde Avrupa Oteli ve Temelli Palas yapıldı.
Meydanın doğusunda tarihi "Çortan Mescidi" bulunmaktaydı. Çortan bir Türk boyu ismi olmanın yanında su kuyusu anlamını da taşımaktaydı. Günümüze kadar gelen mescit sade, tek kat ve ibadete müsait bir yer olması bakımından önemli bir yer tuttu. 
Özellikle 1950 sonrası garajların yanında motorlu taşıtlarda artınca alanın kuzey tarafında Erzurum Garajı kuruldu. Pek çok oto tamirci bu garajda sanatını icra ederken batı tarafında Cihan Razi garajı, doğu tarafında İspir garajı müşterilerine hizmet verdi. 
Mumcu caddesi Pelit meydanına ulaşırken Güney doğusunda tarihi Bakırcı Cami ve Osmanlı döneminden 1963 yılına kadar aralıksız Kuran-ı Kerimin öğretildiği Bakırcı Medresesi yer alıyordu. 1925 yılında kurulan Hafız Mektebinin Müdürlüğünü Sakıp Danışman Efendi yaparken ikinci hoca görevini Hüseyin Esengün hoca yürütüyordu. Özellikle talebelerin kıraat derslerini Tabur imamı Kurra Hafız Hasan Uludağ yapmıştı. Bakırcı Medresesinde 1925 yılından 1963 yılına kadar aralıksız Kuran okutulmuş, çok sayıda hafız yetişmişti.
Millet Partisi Genel Başkanı Rahmetli Osman Bölükbaşı 1960'larda seçim mitinglerini bu meydanda yaptı. Yine 1950-1969 arasında “Şato pavyon” Pelit Meydanın doğu tarafında şarkılı-türkülü gecelere ev sahipliği yapmasıyla ünlendi.
Meydanın Güney Batı tarafında çok önceleri Atlı Mızıka bölüğü bulunurken daha sonra yerinde Temelli Palas sonrasında Dilaver oteli yapılarak günümüze ulaştı. Alana Gürcükapı tarafından girilen yerde meşhur Vatan Lokantası ve Tarihi Erzurum Hamamı bulunmaktaydı.
Bir zamanlar Zafer Taksi, Hürsöz Gazetesi, İş-Anadolu ambarı, Ada Lokantası, Ada Kasabı, Ada Eczanesi, Şafak Eczanesi, Zabıta Karakolu, hepsi adres tarifinde birer nokta idi. Günümüzde özellikle parti binaları, elektrikçi mağazaları faaliyetlerine devam etmekte olması şehir adına bir kazanımdı.

bebeklik ve çocukluk yıllarımın geçtiği muhteşem meydan.. Kültür ve turizmin merkezi olan o ışıltılı ,görkemli meydan şimdi otopark gibi araba yığını dolu.. Fotoğraftaki sarı bina Meşhur Avrupa Oteli ..Çocukluğumda oranın müşteri trafiği, bol ışıkları, kalitesi ile devasa büyük ve albenili görünürdü.. Yıllar sonra bu hâlini görünce "Bu muydu beni büyüleyen bina "diye şaşırmıştım.. Yanındaki açık mavi bina rahmetli Babam Mehmet Şairoğlu'nun (Deligönül) 1948 yılında yaptırdığı ve halen ayakta olan çocukluk anılarımın mekanı ..Giriş katta Röntgen mütehassısı, terzi, daha sonra ŞELALE TİCARET vardı .. İki bina sonra TEMELLİ palas Oteli o zaman ki adıyla.. Gelen tüm siyasîlerin konakladığı Otel.. Çok kişinin kaldığı hafızamda yer etmiştir.. Avrupa otelinin sağında evlenme sonucu binamıza yerleşen ve sonrası İstanbul’a göç eden Cihat Müceldili'nin Şafak Eczanesi, Oto lastikçi, un fabrikası, Ada Kasabı,  Ada Kıraathane, bakkallar, pastahane gibi hatırlıyorum.. Erzurum’a görev için gelen doktor, diş hekimi, röntgen mütehassısı kiracıların, İsimleri tek tek aklıma gelen o muhteşem insanların komşulukları, zarafetleri, duyarlıkları, giyim kuşamları ile farklı bir havası vardı Pelit Meydanının.. Dilerim orada geçmiş güzelliklerin yaşatıldığı, güzel bir çalışma ile meydan park yeri değil de turizmin merkezi haline getirilir.. Değerli Zeynel Hocamın da aktardığı tarihi bilgilerle pekiştirilince çok verimli bir sonuç alınır diye düşünüyorum.. Bir taraftan da tedirgin oluyorum.. 1948 yıllarının Erzurum merkezinin yanlış kişi ve kararlarla heba edilmesi korkutuyor beni.. Orta okulum Halk Eğitim merkezimizi bir gecede yok eden zihniyetlerin yaptıkları ortada..

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —