70’li yılların en disiplinli, en çok okuyan, kendi aralarında beyin fırtınası şeklinde gerçekleştirdikleri tartışmalarla bilgi ve tecrübelerini artırdılar. Dr. Hamdi Kalyoncu, Gönül insanı Osman Karataş, Erhan Karazlı, Fahrettin Tivnikli, İlyas Şirin, Mustafa Avcı, Süreyya Polat, Mansur Harmandar, Cafer Marangoz, Cevat Gerni, Ziya Amil, Orhan Aras, Kemal Dalgın, Şükrü Ünal, Hasan Serin, gibi insanların kurduğu ve yüzlerce gencin yetişmesine bu dernek sebep oldu. Önce “Ateş Palas otelinin” bir odasında faaliyete başlayan bu dernek sonra "su damı çıkmazındaki" iki katlı ahşap binada uzun yıllar hizmetini sürdürdü. “Yeniden Milli Mücadele” dergisi bu dernek tarafından halka ulaştırılırdı. Derginin başyazıları satır satır tartışılarak hazmedilirdi. “Pınar dergisi” derneğin ikinci yayın organıydı. Yüzlerce aboneye dergi ulaştırılır, okutulur, okuyanlar derneğe getirilerek konferanslara iştirak ettirilirdi.
Gençlerin terk derleri vardı. Yaşanan olaylar Türk milletinin varlık ve beka davasıydı. Millet evlatları bu yok oluşa giden yıkılışı durdurmalıydılar. Bunun için “Milli devlet”, “Milli İktidar” asıl hedefti. Her şey millilik esası içinde formülüze edilmişti. Dernek günde 24 saat kültür çalışmalarına mekânlık ederdi. Konuların hepsi İslami, Milli ve Tarihi konulardı. Esir Türkler kurtulmalıydı, Emperyalizmin millet evlatları üzerindeki kötü emelleri yok edilmeliydi. Çalışmalar bu minval üzere 1980 yılına kadar devam etti.
Dernek bu yıllarda 12 Mart geceleri düzenledi. Nene Hatun’u andı “Aziziye dergisini” çıkararak Ermeni mezalimini o günler Türkiye gündemine taşıdı. Tiyatrolar oynadılar ses, söz ve dahi sanatçılar çıkardılar. Yusuf Ziya Özkan Uzun yılar TRT de çalıştı. Samanyolu TV’nin kuruculuğunu yaptı. Bestami Yazgan Ünlü bir şair oldu. Ahmet Efe güzel şiirler yazdı. Hüseyin Emin Öztürk Diyanetin Çıkardığı İslam ansiklopedisinin uzun zaman yönetiminde bulundu. Netice olarak bu dernek Erzurum’a, Türk Milletine binlerce kaliteli eğitilmiş insan hediye etti.
Haftalık seminerlerde Türk kültürü, Sanatı, Edebiyatı anlatılırdı. Türk gençlerini zararlı alışkanlılardan uzak tutarlardı. Hiç kimse sigara içmez, kahveye gitmezdi. Haftada en az dört kitap okurlar ve okuduklarını arkadaşlarıyla paylaşırlardı.
Derneğin Tiyatro kolu 12 Martlarda; Sancaklar Düşmeyecek, Vatan böyle Kurtulur piyeslerini sahneye koyarak Dadaşların gönlünde taht kurmuştu.
1975 Yılından itibaren Dadaş Öğrenci yurdunu kuran gençlerin hizmetine sundu. İller Bankasının karşı arsında kurulan yurdun Yönetimi Kazım Keleş, Zeki Kotan, Mustafa Ertek ve Abdurrahman Zeynel’den meydana gelmişti. Ayrıca Yurt bünyesinde Dadaş Kuran kursu resmi olarak kurulup gençler Kuran okumayı öğretti. 1978 Yılı yaz aylarında İl genelinde Herkes başta Hasan Basri Çantay’ın yazdığı; "Kur'an-ı Kerim Mealini" olmak üzere okumakla zorunlu tutuldu. O yaz binlerce insan baştan sona meal çalıştı.
Bayrak Gazetesinin sorumluluğunu Süreyya Polat yaparken İzzet Duman kardeşimiz ilik ve kültür derneğinin sorumluluğunu yapıyordu. Eskişehir'den Süleyman Şişman, Ali Şişman, Adanalı Mahmut Dündar, Tokatlı Mehmet Kısa yine Tokatlı Recep Akkemik, Fethiyeli Recep Erten daha niceleri ruhlarını, gönüllerini Erzurum kültür dünyasına aktarmışlardı.
Zaman zaman askere gelen yedek subay ağabeylerimizde hani yok değildi. Onlarda boş zamanlarında tecrübelerini ve birikimlerini sohbetlerde kardeşlerine aktarıyorlardı. Örneğin Konyalı Selim Ersoy, Ankaralı Ömer Vural ağabeylerimiz derin izler bırakmışlardı.
Tabi Erzurumlu olup yetişenlerden bir demeti de burada zikretmek lazım. Mustafa Altay, Nizamettin Akkuş, Lütfü Altınok, Bahri Hanılcı, Orhan ve Adnan Aras kardeşler, Mustafa Etek, en eskilerden Kasım Kula kardeşimizi de zikredebilirim.
Nizamettin Akkuş, Lütfü Altınok, Mehmet Ali Çelik, İsmail Çelik Muzaffer Yıldırım, Ahmet Ulusoy, Mehmet Mehdi Karalar, Ahmet Bulut, Veysel Keleş, Abdurrahman Siler, Zeki Altın, İsmail ve Ali Cihangir, Eyüp ve Ahmet Aktaş, Celal Arıcı, Muammer Açıkgöz, Metin uzun, Kemal Demir, Ebubekir Bulut Kadir Berber, Refik Koçak, Vesim Güneş, Bestami Yazgan, Fuat Çiçekli, Şükrü Ünal, Ali Ünal, Kadir Berber, Yusuf Birol, İbrahim Arıyürek, Asım Kızlkaya, Ahmet Toğa, Bahri Hanılcı, Vedat Canbolat, Konyalı Kadir, Recep Dişçi, Nejdet Dişçi, Hatem Ötgün, Süleyman Yekeler, Sait Karakaya, Mustafa Karadaş, Fuat Akpınar, Şahin Yüksek, Halil Kılınç, Osman Türer, Güçlü Şenel ve adlarını hatırlayamadığım dostlar. Süleyman Karakoyunlu, İrfan Çağlar, Kütahyalı Ahmet Çağlar, Nihat Akgül, Erol Çevrim, Nurettin Lüleci, Fethi Gürbüz Ramazan Çortul, Osman Can, Cihangir Ersoy, Erol Bozdoğan, Mustafa Kabasakal, Musa İşleyne, Tevfik Karabulut, Ali Çiftçi, Muhterem Ceylan, Nazmi Kurt, Salih Mısral, Rıfat Yılmaz, Rafet Kaya ve isimlerini hatırlayamadığı nice yiğitler.
Atatürk Üniversitesinden, Yüksek İslam Enstitüsünden ve Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünden mezun olan yüzlerce mücadeleci gittikleri her yerde Türk Milletinin varlık ve beka davasını savundular.
Bu arada yoları ayrılanlarda olmadı değil. Her sosyal olayda olduğu gibi bu toplulukta bazen olmaması gerekenler oldu. Üzüldüler, ağladılar, birbirlerini kırdılar ama arkadaşlarını başkalarına kötülemediler. Bu erdemi gösterdiler.
Tüm bunlar 1970-1980 arasında yaşananlardı. Sonrasında Tarikatlara, cemaatlere, partilere gidenler oldu. Siyasette başarılı olanlar olduğu gibi başarısız olanlarda oldu. Ancak bugün bir araya gelseler kırk yıldır birbirini görmemiş dostlar gibi birbirlerine sarılıp gözyaşlarını dökebilirler. Dostluk, kardeşlik demek ki böyle bir şeye. Tüm dostlara selam olsun.