Abdurrahman ZEYNAL


HEMŞİN PASTAHANESİ VE NAİL ORHON

HEMŞİN PASTAHANESİ VE NAİL ORHON


“Her canlı ölümü tadacaktır” ilahi hükmü gereği de Nail Orhon Beyde ölümü tatmıştır. Bu mukadder bir sondur. Ama önemli olan bir insanın dünyada iyi bir ün bırakmasıdır. Çünkü “Baki kalan bir kubbede hoş bir sadadır” ifadesi gereği geriye iyi güzel şeyler bırakmaktır. Ümit ediyorum ki Nail beyde bu hoş sedayı bırakanlardan biriydi.
Hemşin Pastanesi 1938 yılında Cumhuriyet Caddesi üzerindeki yerinde faaliyetine başlayan, Erzurum’un fikir, sanat, edebiyat ufkunda izler bırakmış bir mekândı. Hemşin bir kültür eviydi.
Hemşin Pastanesiyle tanışmam 1974’de Eğitim Enstitüsüne başlamamla oldu. O yıllar arkadaşlarımla Hemşin’e gider fikir sohbetlerini dinlerdim. Hemşin’de Neler konuşulmadı ki, tarih, edebiyat, felsefe, siyaset konuşulur, dinleyenler pastaneden ayrılmak istemezlerdi. Hatem Usta, İsmail Usta, Sebahattin beyler, Erzurum’un ileri gelenleri bu mekânın müdavimleri idi. Biz öğrenciler onların konuşmalarından edebi, dinlemeyi, saygıyı ve bilgiyi öğrenirdi.
70’li yıllar ideolojik tartışmaların bol olduğu yıllar idi. Hemşin ise bu tartışmaların merkeziydi. Ancak burada ki konuşmalar tamamen fikir düzeyinde kaldı. Orası bir okul olma görevini devam ettirdi.
1980’den sonra bir ara kapandı. Fakat şimdilerde aramızda olmayan Rahmetli Ali Karaavcı gibi isimlerin teşvikiyle Hemşin Pastanesi şimdiki yerinde yeniden kuruldu. 1990’ların ortasında UENESCO kültür ve hoşgörü ödülünü aldı. Hemşin bir şehirde bulunması gereken güzel özellikleri taşıyordu. Müzik, resim, sanatın bütün dalları bu güzel mekânda temsil edilme yeteneğini kazanıyordu.
Nail Ağabeyi gelen misafirleriyle tek tek ilgilenir hal ve hatırını sorarak uygun zamanlarda konuşmalara katılır tecrübelerini dinleyenlerle paylaşırdı.
1996 da Ali Karaavcı ağabeyle pastaneye gittim. Epey oturup sohbet ettik. Ali Ağabeyi tam bir entelektüeldi. Uzun, uzun konuştuk. Bir ara Nail ağabeyi yanımıza geldi. Ali Ağabeyi beni Nail ağabeyi ye tanıttı. Bak Nailciğim bu Abdurrahman benim sevdiğim bir dostum. Bundan böyle kendisiyle yakından ilgilen diye söylemişti. O günden sonra Nail ağabeyiyle yakın dost olduk.
Yazın Erzurum’da; Kuşaklar boyu esnaflık geleneğini devam ettiren esnafları araştırırken Nail ağabeyle de bir söyleşi yaptım. Orada dedelerinin Dabakhanede dabakçılık yaptığını, bir kısmını 1877’de Aziziyede şehit olduğunu anlattı. Nail ağabeyi yaşayan kültür abidesiydi. Çok şeyler görmüştü. Erzurumun dününü iyi biliyordu. Keşke onun hatıralarını kaleme alıp yazsaydık. Erzurumlu kazançlı çıkardı.
Hemşin’in ünü yurt içinde ve dışında yayılmıştı. Uzak illerden gelen misafirlerim hele şu Hemşin pastanesine bizi bir götür görelim. Bu isteği kırmaz doğru soluğu Hemşin’de alırdık. Sohbet koyulaşır Erzurum’un ve ülkenin genel problemlerini bu her tarafı tarih ve kültür kokan mekânda tartışırdık.
Çayları yudumlarken eğer akşam ise yan masalardan gelen müzik nağmelerini dinlerdik. Nail ağabeyi son zamanlarda rahatsızdı. Hastalıklarla uğraşıyordu. Ama yinede misafirleri için elinden gelen izzet ve ikramda bulunuyordu.
Ne diyelim gün geldi emri hak vaki oldu. 29 Nisan 2009 Perşembe günü Lala Paşa Camiinde ikindi namazından sonra kılınan cenaze namazından sonra Asri mezarlığa defnedildi. Toprağın bol, makamın cennet olsun. Erzurum bir kültür adamını daha kaybetti. Hoş görü abidesini yitirdi.
NOT: 15 yıl olmuş bu yazıyı kaleme almışım.