Abdurrahman ZEYNAL


HİPODROM, FIKFIKLAR, KANLIGÖL VE ARAPLARDÜZÜ

HİPODROM, FIKFIKLAR, KANLIGÖL VE ARAPLARDÜZÜ


Hiç düşündünüz mü Erzurum’da hipodrom geçmişte varmıydı? Fıkfıklar ne demekti? Kanlı göl neresi? Araplar düzü ne anlama geliyor? Bu yazıda bunların cevabını bulacaksınız.
Erzurum, acının, sevincin, varlığın bölüşüldüğü, dostluğun, kardeşliğin paylaşıldığı, yaylalarında sürülerin otladığı, halini kimseye belli etmeyen yiğitlerin memleketi.
Geçmişinde şehir, savaşlarla, depremlerle, sel baskınlarıyla acıları tatmış, ancak değerli insanların, varlıkta ve yoklukta, paylaşma duyguları şehri ayakta tutmuştur.
Erzurum insanı bunca felaket sonucunda fakir kalmış, yetim kalmış ancak bunu kimselere belli etmemiştir. “Kol kırılır, yen içinde kalır” misali, durumunu kimselere belli etmemiştir.
Kahraman şehrin bugünkü karayolları üzerinde kalan bölgedeki dört özel yerden bahsedeceğim. Önce 40 yıl öncesine gidelim. Yıldızken, Yenişehir, Yunus emre, Kayakyolu gibi semtlerimiz yoktu. Karayollarının üzerinde hiç ev yok iken buralara tek başına gidilmesinin zor olduğu zamanlardı. Bu yazıda buraları satırbaşlarıyla hatırlatarak tarihe not düşmeye çalışacağım. Bunlar;
FIKFIKLAR:
Yokluğun, kıtlığın kol gezdiği zamanlarda gençlerin, yetimlerin, fakirlerin yardımına koşan nice yardım severin yanında, tabiat ve onun sunduğu imkânlarda vardı. Hazır bekleyen yerlerden biride “fıkfıklar’dı”.Diğer adı yetimler hamamıydı.
1965’lerden önce Fıkfıklar bir sosyal yaranın tamir edildiği mekândı. Burası karayollarının yukarısında, Palandökenlerden gelen suyolunun üzerine tahtadan yapılmış boruların olduğu yerdi. Sular şehre gelirken bu borular vasıtasıyla yönleri değiştirilerek bugünkü Buhara Hastanesinin bulunduğu dereye yönlendirilirdi. Boru bir iki metre yükseklikteki dere üzerinden geçiyordu. Borulardaki deliklerden sular aşağıya musluk gibi su akıtıyordu.
Fıkfıklar kimsesizler, yetimler, fakirler ,utangaç gençler ,hamama gidemeyenler yıkanmak için boy abdesti almak için koştukları yerdi. Yaz kış özellikle gençler fıkfıkların müdavimleriydi. Erzurum’un acı soğuğu onların buraya gelmesini durduramıyordu….
KANLIGÖL:
Gençlerin gittiği diğer bir yer kanlı göl idi. Burası Abdurrahman Gazi’nin sağındaki derelerden şehre doğru akan suların üzerinde bulunuyordu. Sular hızla aşağı akarken buralarda bir sürü çukur oluşturmuş ve su ile doldurmuştu. İşte karanlık gölde bu çukurlardan biriydi. Yaz, kış içi su ile dolu olan bu yer bugünkü itfaiye müdürlüğünden aşağıda Tosya mahallesine doğru olan yede bulunuyordu.
Derinliği bir hayli olan bu yere kanlı göl denmesinin sebebi burada boğulan insanların olmasından kaynaklanıyordu. Bütün bunlara rağmen özellikle gençler yüzmek için bu gölü tercih ediyordu. Mahallebaşından, Tosya’dan ve diğer mahallelerden gelen gençler bu gölde yüzmenin keyfini çıkarıyorlardı.
Karayolları bugün kullandığımız yolu açınca buradan Aziziye tabyalarına doğru uzanan toprak tabyalar maalesef yok edilmiş, Palandökenden gelen suyun yatağı değiştirilmek suretiyle çocukların, gençlerin yüzdüğü bu küçük göller ve kanlı gölde yok edilmişti.
Fıkfıklar da, karanlık gölde yıkanan gençler bugün 60-70 yaş üzerinde olanlardır. Bunları zaman zaman anlattırıp onların hatıralarını tazelemek suretiyle Erzurum’la ilgili bir bilginin de unutulmamasını gerekir. Elbette bu bilgilere ilave edilecek bilgi çoktur. Bunlardan biride Araplar düzüdür.
ARAPLARDÜZÜ:
Araplar düzü Karayollarının üst kısmında bulunan araziye verilmiş addır. Bu ad birinci Dünya Savaşında Bağdat cephesinden gelip konaklayan askerlerin kaldığı yerden dolayı bu adı almıştır. Askerler Arap kökenli olduğundan buraya Araplar düzü denmiştir.
Ne yazık ki bu askerler 1914‘lerin kışında “Allahü Ekber” savaşında donarak veya savaşarak şehit olan askerlerimizin bir bölümüdür. Kış şartlarına göre giyinmemiş bu askerlerimiz kara, soğuğa, tifo, tifüs gibi hastalıklara yakalanmak suretiyle Mevlalarına Erzurum yaylalarında kavuşmuşlardır.
ERZURUM HİPODROMU:
Hasankale yolu üzerinde, Asri Mezarlığın yanında şimdiki Askeriyenin yerinde hipodrom vardı. Bu bölgeye suyu olmadığı için susuzlar denilerek doğru bir ad koyan Erzurumlular burasını türbinleri olan bir cirit meydanı yapılmış, cirit müsabakaları burada yapılır, at yarışları susuzlarda düzenlenirdi. Çocuklar yarışların olduğu hafta sonları harçlıklarını çıkarmak için buldukları imkânlarla alana sularını getirir su satar, Erzurumlu, genç ihtiyar herkes yarışları seyretmeye sabahın erken saatlerinde gelir, müsabakaları zevkle seyrederlerdi. Hipodrom ve çevresi tam bir bayram yerine döner yaşanan güzellikler, dostluklar Erzurumlunun muhayyilesine kazınırdı.