Bir işverenin işyerinde çalışan işçinin iş ilişkisi nedeniyle yaralanması veya ölümü halinde, kendisine veya yakınlarına sorumlu işveren tarafından tazminat ödenmesi istemiyle açılan bir dava türüdür.
Bu dava, hem asıl işverenehem de tüm alt işverenlere (taşeron) karşı açılabilmektedir. Örneğin, A şirketi yaptığı inşaatın elektrik işlerini taşeron olarak B Şirketine veriyor, B şirketi ise elektrik işlerinin bir kısmını C şirketiyle birlikte yapıyor; C şirketi işçisinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde, müteselsilen ve müştereken ödenmekkaydıyla tüm şirketlere (A, B ve C) karşı iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 13. maddesine göre iş kazası sayılan ve tazminat davası açılabilecek haller şunlardır:
İş kazası nedeniyle tazminat davası açma süresi, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır(BK m.146).İş kazası neticesinde yaralanma (maluliyet) veya ölüm olması arasında genel zamanaşımı bakımından herhangi bir fark yoktur.
Özellikle belirtmek gerekir ki, iş kazası nedeniyle bir ceza davası açılmışsa ve ceza davasının “dava zamanaşımı süresi” daha fazla ise, iş kazası nedeniyle tazminat davasında da ceza davası zamanaşımı süresi uygulanır. Zamanaşımı süresi açısından dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta; iş kazası neticesinde maluliyet (yaralanma) vakıalarında maluliyet oranının kesin olarak tespit edilememesi durumunda zamanaşımı süresinin ne zaman işlemeye başlayacağıdır. Maluliyetin gelişen bir durum nedeniyle artması halinde, zamanaşımı süresi maluliyetin kesin olarak tespit edildiği son rapor tarihinden itibaren işlemeye başlar.
İş kazası maddi tazminat davasıyla birlikte, ayrıca manevi tazminat da istenebileceğini belirtmiştik. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir(BK m.56/2). Kanunda, manevi tazminat miktarının teknik olarak hesaplanmasını sağlayan bir metot yoktur. Manevi tazminat miktarı, bazı kriterler değerlendirilerek somutlaştırılır. Manevi tazminat miktarını belirleyen kriterler şunlardır(BK md. 47):
Manevi tazminat olarak belirlenecek miktar, tazminat sorumlusunu fakirleştirmemeli, tazminat alacaklısını da zenginleştirmemelidir.
Ölüm halinde maddi tazminat davasının kapsamı Borçlar Kanunu m.53’te belirlenmiştir. Kanuna göre, ölüm hâlinde uğranılan ve istenebilecek maddi zararlar özellikle şunlardır:
İş kazalarına bakmakla yetkiliiş mahkemeleri şu şekilde belirlenir(7036 sayılı İş
Mahkemeleri Kanunum.6):
İşçi ve işveren arasında yukarıdaki hükümlereaykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir.
İş kazası, işveren tarafından mutlaka Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmelidir. İşveren veya işçinin bildirimi üzerine SGK müfettişler aracılığıyla inceleme yaparak meydana gelen olayın iş kazası olup olmadığını, olayın oluş şekli ve tarafların kusur durumunu düzenleyen bir inceleme raporu düzenler. İnceleme raporunda olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi halinde hak sahibi iş mahkemesinde doğrudan maddi ve manevi tazminat davası açabilir.
İş kazası, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmesine rağmen meydana gelen olay SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmemişse hem SGK hem de işverenin davalı olarak gösterileceği bir “iş kazasının tespiti davası” açılmalıdır. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilafSosyal Güvenlik Kurumununhak alanının doğrudanilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Bu nedenle, iş kazasının tespiti davası, tazminat davasından bağımsız bir dava şeklinde görülür. İş kazasının tespiti davası açma süresi, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. İş kazası tazminat davası, ayrı bir dava şeklinde açılan iş kazasının tespiti davasının kesinleşmesini beklemelidir.
İş kazasının tespiti davası, işçi lehine iş kazasının tespit edilmesiyle sonuçlanarak kesinleştikten sonra maluliyet halinde işçiye, ölüm halinde ölenin hak sahibi yakınlarına SGK tarafından düzenli bir gelir bağlar. Bağlanan gelirin belli bir kısmı, tazminat davasında talep edilen tazminat miktarından indirilir.
İş kazası kuruma (SGK) bildirilmeden tazminat davası açılmışsa, iş mahkemesi tarafından davacıya iş kazası iddiasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar etmesi için süre verilmelidir. Olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde bu kez Sosyal Güvenlik Kurumunun ve hak alanını etkileyeceğinden işverenin taraf gösterildiği“iş kazasının tespitidavası” açması için davacıya süre verilmelidir. Açılacak olan bu tespit davasının neticesi tazminat davasını gören mahkemece beklenerek sonucuna göre yargılama yapılmalıdır.
İş kazasının ölümlü mü yoksa yaralanmalı mı olduğu davanın süresini etkileyen etkenlerden biridir. Çünkü yaralanmalı iş kazalarında işveren tarafından işçinin maluliyet oranına itiraz edilmekte, hatta maluliyet oranı ayrı bir dava konusu yapılarak açılan maluliyetin tespiti davası, tazminat davasında bekletici mesele yapılmaktadır. Bu nedenle yargılama süreci uzamaktadır. Yaralanmalı iş kazalarında açılan bir davanın sonuçlanması bazen 5-6 yılı bulmaktadır. Ölümlü iş kazası tazminat davası ise, yaklaşık 2-3 yılda neticelenmektedir.