Abdurrahman ZEYNAL


İSMET PAŞAYLA TOKALAŞTIĞIM AN

İSMET PAŞAYLA TOKALAŞTIĞIM AN


1969 baharıydı….. Yıllar önce çocukluğumun baharında iken bir gün dersten kaçmak istedim ve kaçtım.
Kandilli Ortaokulu ikinci sınıfta okumaktaydım. O yıllar Kandilli; Erzurum Aşkale arasında şirin mi şirin bir nahiye idi. Karasu vadiye can katarken etrafta insanları edebin, ahlakın, terbiyenin hayat bulduğu, Türk Töresinin tüm unsurlarıyla yaşandığı bir beldeydi.
Mayıs ayı gelmiş, bahar yeşilliklerle kendini hissettirmişti. Hava güzel sınıf sıkıcıydı. O halde yapılacak iş dersten kaçmaktı. Bende öyle yaptım sınıftan kaçtım.
Aslında küçük olan ancak transit yol üzeri olduğu için tüm karayolu araçları buradan geçiyordu. Kesik köprüde topçu alayı, Kandillide 6. Zırhlı Tugayı vardı. Dolayısıyla Paşa, Alay komutanları, diğer subayların yanında birde hava alanı vardı.
Köyler şehre gitmek için Kandilliye gelir Trenle Erzurum’a veya Aşkale’ye giderlerdi. Lokantası, kahvehaneleri, gazinosu, aile kantını, gazetecisi ve diğer esnaflarıyla bütünleşmiş güzel ve şirin yerdi.
O gün okuldan kaçmış Caminin karşı kaldırımında ayakta durup etrafı seyrederken Aşkale yönünde gelen beyaz renkli bir otomobil önümde durdu. Otomobilde fötr şapkalı kravatlı kısa boylu, yaşlı biri indi. Diğer kapıdan lacivert takım elbiseli kırmızı mendilli uzun boylu iki kişi daha indi. Birde şoförleri vardı. Topal dört kişi idiler.
Yaşlı insan yanıma gelip elimi sıktı. Tanıma sansım yoktu. Kimdi? Neydi o ana kadar bilemiyordum Tanımadığım kişi arkamda bulunan büyük kahvehaneye yönelince insanlar bağırmaya başladı ve dışarı çıkmaya başladılar.
Paşa gelmiş, Paşa gelmiş sesleri yükselirken beni bir şaşkınlık almıştı. Çünkü 6.Zırhlı Tugay Komutanı gördüğüm tanıdığım kişiydi. Hâlbuki bu kişi sivildi. Hiçte paşa görünümü yoktu. Sade bir insandı.
Tanıyanlar bağırmaya başlamışlar, İsmet Paşa Geldi.. İsmet Paşa Geldi diyorlardı. O güne kadar İsmet Paşa ismini bile duymamıştım. Meğer elimi sıkan İsmet Paşaymış…
İnsanlar kahveye girerken ben dışarıda kalmış olan biteni seyretmekle meşguldüm. Aklıma sivilden de Paşa olur mu diye kendi kendime söylenirken sonraları okuyacağım, öğreneceğim İsmet Paşayla tokalaşmıştım.
İlginç olan ömrünü cephelerde geçirmiş, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında emekleri geçmiş, başbakan, Cumhurbaşkanı ve parti başkanı olarak görev yapmış olan kişinin önünde, arkasında tek bir koruma arabası olmadığı gibi kimselerde yoktu.