1993 yılı. Temmuz ayının başında Manisa Kırkağaç’taki izci kampına gidiyoruz. Kamp sahası ormanlık bir alan. İzci tesisleri var. Perşembe günü kampa gidip odalarımıza yerleştik. Hava güzel, insanlar güler yüzlü. Teker teker tanışıyor hal hatır soruyoruz.
Cuma günü kalktığımızda ormanın verdiği huzur içinde kahvaltımızı yapıp yapılacak etkinliklere hazırlanıyoruz. Lakin Cuma saati yaklaşıyor.
Bahçede yüksek sele ben Cumaya gidiyorum gelmek isteyen peşime düşsün. Öveçler köyü kamp alanımızdan 4 kilometre uzakta. Tek başıma yola çıktığımda 15 arkadaşın da geldiğini gördüm. Neşeyle namazı eda edip kampa döndüğümüzde geride kalanların çadırları kurduğunu gördük.
Arkadaşlar senin çadırını kurs hocamız yaptırdı. Gelince gelsin görüşelim diye.. Hocamın yanına gittiğimde bana da dua ettin mi deyince “Tüm inanlara dua ettim. Eğer hocam siz de inanıyorsanız size de dua ettim.” dedim.
Hocam o zaman inançla ilgili dersleri sen anlat deyince elbette hocam deyip arkadaşların yanına döndüm.
Ekibimde Sivas, Ordu ve Balıkesir’den üç erkek arkadaşım vardı. Adana, Muğla ve Balıkesir’den üç bayanla kursiyerle birlikte 7 kişiydik.
Derslerimiz neşeli geçiyor bende arkadaşlarıma elimden geldiği kadar güzel bilgiler aktarmayı sürdürüyordum.
7. gün Adanalı bayan hocam sizi nerelisiniz diye sordu. Hemen Erzurumluyum dedim.
Hocam olamaz siz Erzurumlu olamazsınız.. Neden… Hocam Erzurumlu deyince kaba, yontulmamış biri aklıma geliyor da ondan..
Yok yok ben Erzurumluyum. Peki, bu sonuca nasıl vardın deyince…
Hocam siz 7 gündür bize çok güzel bilgiler anlattınız. Son derece güzel bir Türkçe ile ve nazikçe anlattınız dedi.
Evet, ben Erzurumluyum. İnan deyince çantasını açtı hocam babaannem bu duayı verdi. Kızım başın dara düşerse bu duayı oku dedi. Adanalı sözünü bitirince Muğlalı arkadaşımda hemen çantasından bir dua çıkardı.. Derken Balıkesirli bayanda çantasından duayı çıkardı. Hocam bende bunu okuyorum demez mi?
Evet, dostlar ilk bakışta benim kaba olduğuma hükmeden bayanlar o gün kararlarını değiştirip Evet hocam siz gerçek Erzurumluymuşsunuz dediler.
Demek ki değerli dostlar anlamadan dinlemeden peşin hükümlü olmak iyi değilmiş. Aradan 32 yıl geçti. Bu hatıramı siz dostlarla paylaşmak istedim.