Aşk sadece insanoğluna özgü bir aidiyet değildir. Her şeyi yoktan var eden Yüce
Allah, “aşk” a da ol dedi ve Hz. Adem ile birlikte yeryüzünde seher vaktinde öten
bülbüller, bülbülün maşuk aşık olduğu güller, gülün muhabbet beslediği su ve güneş;
mağarada Hz. Peygamber’i hasretle bekleyen örümcekler “aşk” ile var oldu.
Her şey derin bir zikir içinde ve aşk ile Allah’ı anmaktaydı. Kader ise gayreti gördü
ve ona meftun oldu. Çünkü kader, ezelden beri Yüce Allah’ın “İkra(oku) ayetine
gönülden bağlanmıştı.
Evet, oku, düşün, araştır, incele, sana verilen bu müthiş beyin sistemiyle üret,
çalış...
İnsanoğlu gayret etmeliydi. Eğer gayret etmezse kaderin ona aşık olmayacağı,
onu tembellikle baş başa bırakacağı belliydi.
Miskinlik, tembellik, araştırmadan ve düşünmeden bir işe kalkışıp körü körüne
bağlanma...
Bize yüce dinimiz böyle emretmedi. Oysaki İslam, aklı, bilimi, araştırma ve
üretmeyi, Müslüman toplumların lider olmasını emretti. Bizler bu emre uyamadık,
uysak da ne yazık ki başarılı olamadık.
Kaderin gayrete aşık olduğunu unuttuk. Oturduk, uyuduk, çalışmadık ve
gayretimiz sınıfta kaldı. Kader ile gayretin aşkına gölge düşürdük.
Hiç çalışanla çalışmayan, bilenle bilmeyen, araştıran ile araştırmayan bir olur mu
diye sormak lazım kendimize.
Bu dini bilim düşmanı, çalışma karşıtı, oturup sadece kaderini bekle anlayışı ile
birileri saptırmaya çalışıp emperyalizme en büyük destek veren sömürgeci devletleri
sevindirmek elbette bize yakışmıyor. Bizim dinimiz ilim ve bilimi en üstün noktada
tutan, ilmi okuyana veren bir anlayışa sahiptir. Bizler fikir, değer ve bilim olarak
Avrupa’dan ve teknolojisi en gelişmiş ülkelerden daha gelişmiş olup bütün dünyaya
“kaderin gayrete aşık olduğunu “ispat etmeliyiz.
Bizim tarihimizde Ali Kuşçu, Biruni, Farabi, İbn-i Sina gibi değerlerimiz bizlere
azmi ve çalışmanın gerekliliğini anlatan en önemli örneklerdendir. Bizler bu
değerlerimizi unuttukça aramıza nifak sokan Batılı kavimleri engellemek yerine,
onların değirmenlerine su taşıyan insanları bile durduramayız.
Kendi yaptığı pisliği ve çamuru, fitne ve fesatı, her türlü terörü ve kaousu
beslemesiyle nam yapmış, kendini dünyanın hamisi olarak gören vampir, gözü kana
doymayan birkaç devlet, bugün Türk’ün gücüne, İslam’ın beldelerine göz dikmiş,
kudurmuş bir vahşetle planlar yaparken eğer miskin olup gayreti unutursak bunun
hesabını kıyamet günü hiçbirimiz veremeyiz.
Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak ve birlik olmak varken ipi koparıp bizi
birbirimize düşürmeye çalışan zalimleri, münafıkları engelleyemeyiz.
Yanıyor Gazze, Arakan, Doğu Türkistan ve nice yerlerde yaşayan soydaşlarımız
ve din kardeşlerimiz...
Ey Rabbimiz, bizleri birbirimize sımsıkı bağla. Bugün sana iman etmiş, sana
boyun eğmiş Müslümanları sen dirilt ve bizleri ayağa kaldır, bizleri kaderimizin
gayretimize aşık olduğu kullardan eyle.
