Son zamanlarda Erzurum’da trafik kazalarının artması ve ölümlü kazaların gerçekleşiyor olması sizin de dikkatinizi çekmiştir. Bunun sebeplerini kendimce araştırdım. Olayı hava sıcaklığına bağlayan da var, strese bağlayan da var, ekonomiye bağlayan da… Ben bunların hiçbirine inanmıyorum. Zira Erzurum sıcak bir şehir değil. Stresli bir şehir hiç değil. Erzurum’daki kazaların en büyük sebebi bana göre edep ve adap bilmemektir. Bunun da sorumlusu trafiği yönetenlerdir.
Geçen yıl, bir arkadaşımın iş yerinde bir trafik polisiyle sohbetimiz olmuştu. Aramızda şöyle bir diyalog geçmişti:
Polis: Kavşakta durduğumuzu göre göre kırmızı ışıkta geçiyorlar veya telefonla konuşuyorlar.
Ben: Neden ceza yazmıyorsunuz?
Polis: Acıyorum.
Ben: Babam, “Görevde gereksiz merhamet, vatana ihanettir.”derdi. Siz, bu hareketinizle devletin otoritesini sarsıyorsunuz. Suç varsa ve bile isteye işlenmişse buna göz yummak, cesareti ve cüreti beraberinde getirir. Bu da ilerisinde kuralların çiğnenmesinin normalleşmesi demektir.
Bir sene sonra geldiğimiz noktada trafik kazalarındaki artışı ben bununla açıklarım. İşlenen suç, işleyenin yanına kâr kaldıkça suçun artması doğal bir sonuç olacaktır. Devlet, meydanı boş bırakamaz. Trafikte akşama kadar bir sürü yanlışa şahit oluyoruz ve devletin otoritesini arkamızda hissetmediğimiz için her türlü saldırıya göz yummak zorunda kalıyoruz.
“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diye bir deyimimiz vardı. Ortalık leşe üşüşmüş kuzgun, akbaba, çakal, sırtlan… dolmuş durumda. Devletin devletliğini hatırlamasını istiyoruz.
