Abdurrahman ZEYNAL


KÂİNATTAKİ DÜZEN

.


Allah Gördüğümüz ve görmediğimiz, bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm kısımlarıyla kâinatı bir nizam, bir ölçü ve bir ayar kuralına göre yarattı. Kanunlar koydu.

Bunların içinde dünyamızı ve Güneş sistemini de yarattı. Dağları, denizleri ve nehirleri yarattı. Sonra bitkileri ve nihayet insanı yarattı.

Allah dünyayı yarattıktan sonra dünyanın uyacağı kuralları da verdi. Ölçüyü tamamladı. Bu ölçüler içinde depremleri, volkanları, yanardağları ve gayzerleri yanı yer altı sıcak sularını da yarattı.

O halde deprem, volkan, yanardağ, sıcak su kaynakları aslında birer nimettir. Yani bela ve musibet değildir. Dünyanın dengesi böyle sağlanmaktadır.

O halde bize düşen şey bu nimetlerden nasıl yararlanabiliriz? Yararlanmanın yolu ilimden, ilmin ulaştığı sonuçlardan geçer.

Eğer ilmin verilerine göre iş yaparsanız sorunsuz, problemsiz bir hayat sürersiniz. Yok uymazda illa da ben, illa da ben derseniz o zaman karşılaşacağınız acılar kendi elinizle kendinize yaptığınız kötülüklerdir.

Eğer dereye ev yaparsanız sel götürür. Dağın başına ev yaparsanız yel götürür.. Eğer fay hattına yaparsanız deprem götürür. Ey insanlar kendi hatalarımızı kaderin üstüne atıp kurtulamazsınız.

Yapılaşmada, yerleşmede, bina ruhsatı almada, ruhsat vermede, imar kanunu çıkaran ve altında imzası bulunan herkes suçludur. Suçun ortağıdır. Kimse kimsenin üstüne atıp kendini kenara çekmesin.

Sonuç olarak ilme ve ilmin sonuçlarına uymazsanız sonuçlarına da katlanmak zorundasınız.

Kimse kusura kalmasın. Adaletten şaşmasın.