Orhan BOZKURT


LİDERLİK ÜZERİNE

.


Türkiye’de gündem o kadar hızlı değişiyor ki... Uzun yıllardır
gazetecilik yapan birsi olarak ben bile çoğu an kaçırıyorum
Telefondan veya sosyal medyadan bir saat uzak kalsam
gözüne far tutulmuş tavşan misali şaşıp kalıyorum.
Özellikle seçim sürecine yavaş yavaş girdiğimiz bu günlerde
gündemi hele hele liderlerin karşılıklı açıklamalarını görünce
insan ister istemez geçmişte kalanları hatırlıyor.
Bu gün size geçmişten yine ülkenin iki kutuba bölündüğü
dönemlerden iki anıyla günü özetlemek istedim.
Hem azıcıkta tebessüm etmiş oluruz.
Süleyman Demirel anlatıyor; “39 yaşında Başbakan oldum. Ana
muhalefet lideri İsmet İnönü idi. Yeminle söylüyorum. Onunla
görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. Ben alt tarafı Çoban Sülü.
O ise Garp Cephesi kumandanı, Cumhuriyet’in İkinci Adamı
idi...”

Seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan Süleyman Demirel,
meclisin ilk günü meclis binasında İsmet İnönü ile karşılaşır.
İnönü sorar;
- Meclisin kaç merdiveni var, Süleyman biliyor musun?
Demirel,
- Bilmiyorum!..
Beklemediği bir soruyu yanıtsız bırakan Demirel içten içe
bozulmuştur. Birkaç gün sonra yine mecliste İnönü'nün yanına
giden Demirel kulağına eğilerek;

"-Efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der.
İnönü;
“- Kime saydırdın?” diye sorar
Demirel:
“- Bizzat ben saydım efendim!” der.
Bunun üzerine İnönü'den tarihi bir söz duyar;
"-Bak Süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit
işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni
olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım..."

Siyaset sadece liderlerin, taraftarlarına hoş görünmek için
meydanlarda, televizyon ekranlarında, sosyal medyada
birbirlerine ayar vermesi olmamalı.

İnsan geçmişe dair anıları okuyunca, liderlerin böyle hoş
öğretilerle bir birlerinin kulaklarına tebessüm ettiren öğretiler
fısıldayarak yakınlaştıkları dönemleri özlemle arıyor.