Zaman hızla akarken ana şeytan yavru şeytanı yanına almış dağ, bayır, çayır, dere, tepe gezdirip etraftaki varlıkları tanıtmaya çalışıyormuş.
Bir ormanlık vadiden geçerlerken ana şeytan yavru şeytana bak şunlar çam ağacı, şunlar çınar ağacı, şu ağaca tırmanan sincap, şu uzakta küçük ama kuyruğu uzun olan tilki, şu panter, şu kaplan şu gördüğün iri yarı olanda ormanlar kıralı aslan demiş.
Bunlardan korkma… Kendi aralarında çekişirler lakin karınlarının alabileceği yer başkalarına zarar vermezler. Hatta çevrelerine de faydaları vardır.
Ana şeytan tam bu nasihatlerini sıralarken uzaktan tırpanı omuzuna atmış bir insanın kendilerine doğru geldiğini görmüş.
Ana şeytan çabuk ol saklanalım bizi görmesin der. Yavru şeytan birden ana şeytana hayrola ne oldu..
Ana şeytan “ne olacak içlerinde en tehlikeli olan bu insandır” der. Yavru şeytan neden ki….
Ana şeytan “bak yavrum bu insan var ya her haltı işler sonra kendisini temize çıkarmak için bizi suçlar…”
Yalan söyler, cinayet işler, kadın öldürür, çalar yani hırsızlık eder, hak yer, zina eder, zinayı suç olmaktan çıkarır… Daha neler neler….
Yavru şeytan yani nasıl? Ana şeytan: “insan her kötülüğü yapar, her haltı işler, çalıp çırpar sonrada döner etrafına ben masumum… Ben masumum… Beni şeytan yoldan çıkardı” der ve bizi suçlar…
Şimdi anladın mı neden saklanıyoruz…..
