BU HAFTA BİR TIP BAYRAMINI daha idrak, ediyoruz ve geride bırakacağız...
Tüm meslektaşlarımın 14 Mart Bayramlarını kutluyor, sağlıkla, mutlulukla nice nice
bayramlar geçirip; daha iyi günlerin bizim olmasını diliyorum…
Her olayda olduğu gibi, askerden sonra ilk koşan, 24 saat nöbetle çalışan, sağlık personeli
oluyor. (Fedakârca, cefakârca…)
ÖNCE KORONAYI, SONRA BÜYÜK DEPREMLERİ OMUZLADIK!
Hizmet devam edecek; sağlık personellerimiz, fedakârca gece, gündüz demeden, yemeden,
içmeden, uyumadan; tüm riskleri kucaklayıp tedaviye devam etti, ediyor ve edecek…
Hastaların acılarını dindirip, kurtarıp, sağlamları koruyacağız! Allah yardımcımız olsun… Bu
yoğun ve olağan üstü çalışma; zaman zaman bizleri karşılıyor, mesleki şans mıdır, kader
midir?
Bu yoğun çalışmalar ve olağan üstü durumlar;
Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının, birçok şeyi hak ettiklerini gösterip, daha çok değer
verilip, hoş tutulup ve gönüllerinin alınması için yetmiyor muydu?
Dönelim asıl konumuz olan bayrama:
BAYRAM: Tıp Bayramı! Ne güzel söz ne güzel gün.
Bayramların anlamları çok derin, çok içerikli, çok kutsal, çok değerli ve de sosyal,
toplumsal bir olgu, bir değer; kültür yansıması, kültür ve yaşantı tezahürü…
Barışma, kucaklaşma, af etme ve kaynaşma, sevinme, coşma günleri…
Ama bizim bayramımıza gölge düşüren, keyif kaçıran savaşlar var! Tıp mensupları savaş
istemez; çünkü savaşlar insan öldürür, biz ise insan yaşatmaya onların acılarını dindirmeye
uğraşırız… Çok şükür şimdilik ateş kes sağlandı, inşallah tamamlanır!
TIP BAYRAMI da; bizim kucaklaşmamız, birleşmemiz ve dayanışmamız olsun… Keşke her
günümüz bayram gibi olsa.
Bayramların derinliği; tıpkı yerkürenin katmanları veya bulutların katları gibidir bence…
Yâda beyin kıvrımlarına benzer.
Yalnız, bu katmanlar ve katlar görülebiliyor, boyutları ve değerleri ölçülebiliyor. Ama
bayramların değerleri ölçülemiyor, birim değeri yok veya ulaşılamamış.
Onların değerini; atalarımız, kültürümüz, yaşantımız ve inancımız, bizlere manevi olarak
vermiş…
Onlar hissediliyor, duygu ile, sezgi ile algılanıyor. Algılayanlara göre; değeri ve derecesi
değişiyor, yüceliyor benimseniyor. Ya da benimsenmiyor ve yaşanmıyor.
Bizler; toplum olarak, bayramların değerini bilen ve da yaşayan bir Milletiz.
Yazı devam edecek. Hoşça kalın.