Bu yazıyı on altı yıl önce yazmış, siz değerli kardeşlerimin hizmetine sunmuştum. O günlerde Suriye’den göçler gelmemişti.
ABD Suriye’ye yüz bin tır silah sokmamıştı. Fakat Türküm demekten çekinenler çoğaldıkça çoğalmıştı. Bugün ise Türk azınlık durumuna sürükleniyor. Bugün olmasa otuz yıl, kırk yıl sonra Türk azınlık duruma düşecek. Torunlarımız bize ne diyecek şimdiden tahmin etmek istemiyorum..
Son yıllarda “globeleşme” adına, “küreselleşme” fikri etrafında dünya coğrafyasına yön veren güçler adına ülkemizde Türk milletine karşı haksız isnatlar yapılmaktadır. Bu yalan yanlış isnatları kaygı ve üzüntüyle seyrediyorum.
Avrupa, Amerika ve Yahudi lobilerinde hazırlanan tuzaklar önce beyinleri “Dolarla, Avroyla” boyanmış sözde aydınların kulağına fısıldanıyor, onlar aracılığıyla basın ve yayın yoluyla iş Türk milletine hakaret boyutuna getiriliyor. Adına da fikir hürriyeti deniyor.
Ey Türk milletine hakaret eden zavallılar güruhu iyi dinleyin ve iyi okuyun!
Türk tarihinde “Kızılderili katliamı” yoktur.
Türk Tarihinde “Arvak’lar” adlı pasifik adalarında yaşayan yerli halkın tamamen yok edilmesi yoktur.
Güney Amerika’daki “İnka ve Astek medeniyetlerinin” dünya üzerinden silinmesi yoktur.
Özellikle, Fransız ve Almanların, Katolik ve Protestanların arasında geçen ve her biri binlerce insanın katledilmesiyle sonuçlanan “Sen Bartelmi katliamı, Otuz yıl savaşları, yüz yıl savaşları” yoktur.
Türk Tarihinde Birinci dünya ve ikinci dünya harplerinin yıktığı yok ettiği milyonlarca insanın kanı yoktur.
Türk milleti mazlumdur. Masumdur.
Türk tarihinde; “Katyın ormanlarında öldürülen binlerce Polonyalı subayın kanı” yoktur.
Amerikalıların gerçekleştirdiği “Vietnam katliamı”, “Mai Lai”, “Filipin”, “Afganistan”, “Irak,” türü katliamlar hiç yoktur.
Yunanlıların; “Mora’da, Girit'te, Batı Trakya’da perişan ettiği, öldürdüğü binlerce masum Türkün acılı tarihi” vardır.
Yunanlıların Ege bölgesinde yaptığı mezalimlerin izleri hala canlıdır. Ermenilerin doğuda yaptığı “Türk Soykırımının” izleri vardır.
1912-13 Balkan bozgunun sonucunda asılardan beri oturdukları yurtlarından sürülen imha edilmeye çalışılan, Karpatlardan, Sırbistan’dan, Makedonya’dan, Bulgaristan’dan sürülen yedi milyon Müslüman Türkün izleri hala canlı olarak bulunmaktadır.
Kafkaslardan 1850’leden sonra Rus yayılmacılığının sonucu göç eden Kafkas halklarına kucak açma vardır.
Birinci dünya savaşının o acılı günlerinde batılıların silah ve para vererek üzerimize saldırdığı Ermeni mezalimi vardır.
Türk tarihinde “Hiroşima ve Nagazaki’de” işlenmiş cinayetler yoktur. Batılıların ötekileştirerek suçladıkları mazlum milletlere kol kanat germe vardır.
Polonyalıları korumaya çalışan Türkler vardır.
İsveç Kırlı Şarl’ı Koruyan, onu Ruslardan kurtaran ve misafir eden Osmanlı değimlidir?
İspanyolların ölüme terk ettiği Yahudileri yine biz korumadık mı? Elbette bütün bunları tarih sayfaları içinde okumak mümkündür.
Şimdilerde herkes Türk Milletine hakaret etme yarışı içindeler.
Beyler aklınızı başınıza alın. Konuşacaksanız durun, düşünün, yutkunun, gene yutkunun ondan sonra Türk Milleti hakkında konuşun.
Değerli okuyucularım;
Türk milletini parçalara ayırmak, etnik kökenlere göre tasnif etmek, aşiret ve boylara ayırmak, tarih, kültür, inanç birlikteliğini yok saymak bu aziz millete yapılacak en büyük kötülüktür…..!
Birileri; Ermeni’yi sevdi. Rum’u sevdi. Yahudi’yi sevdi. Sırp’ın sevdi. Arap’ı sevdi. Fakat neden 1000 yıldır İslam’ın liderliğini canı pahasına savunan Türk Milletini sevmedi?
Birileri; Marksist, Leninist, Maoist, Kastrocu, Che Gueveracı, Arafatçı, Kaddafici, Humeyni’ci olduda Türk, Türkçü olamadı!
Lütfen Türk milletine yalan yanlış iftira ederek, bühtanlarda bulunmayın.